• BIST 9549.89
  • Altın 3005.985
  • Dolar 34.5383
  • Euro 35.9979
  • İzmir 9 °C
  • Manisa 9 °C
  • Aydın 10 °C
  • Afyon -3 °C
  • Balıkesir 7 °C
  • Bursa 6 °C
  • Çanakkale 6 °C
  • Muğla 5 °C
  • Uşak -1 °C

Belki Protokol Listesine Alırlar!

Yaşar Eyice

BELKİ PROTOKOL LİSTESİNE ALIRLAR!

Yaşar EYİCE / Yeni Vizyon Gazetesi

Meclis’te dile getirildi

Her zaman okuyucu mektuplarını önem verdiğimi belirtiyorum.
Bir ülkenin, başta eğitim olmak üzere kültür ve sanatla yükseleceğine de inanıyorum.
Ve bu konuda zaman zaman örnekler vermeye çalışıyorum.
Geçen Pazar günü de yazımın sonunu ‘Buna da önem verelim!’ ara başlığı ile tamamladığımda, okuyucularımdan usta gazeteciler; Kaya Çelikkanat ile Murat Eştürk’ün mektubunu paylaştım.
Bir anımsatma yapayım, Kaya Çelikkanat ile Murat Eştürk ne diyordu:

*- Yok edilen nedir?

 ‘Hükümetin başta Devlet Opera ve Balesi, Devlet Tiyatroları, Devlet Senfoni Orkestraları, Devlet Halk Dansları Topluluğu, Devlet çok Sesli Korosu olmak üzere toplam 52 sanat kurumunun kapatılmasını öngören yasa tasarısı bizim ve çocuklarımızın geleceğini yok ediyor.
Bizler Cumhuriyet'in kültür-sanat kurumlarının kapatılmasına sonuna kadar karşıyız.
Yapılması planlanan model baskıcı ve gerici bir modeldir ve sanatın özgürlüğünü elinden almaktadır.
Bunun yanı sıra Eğitim fakülteleri, güzel sanatlar liseleri, konservatuvarlar da topun ucunda.
Türkiye'de sanatın ölüm fermanı olan 52 sayfalık yasa tasarısı mecliste yarın, öbür gün onaylanabilir.
Cumhuriyet'in çağdaş sanat kurumları tek tek yok ediliyor.
Esasında hepimizin bildiği gibi asıl yok edilmek istenen laik cumhuriyetimizdir.’

*- Ne biçim tasarruf?

Nihayet bir İzmir Milletvekili İzmir’den yükselen sesi duydu.
CHP İzmir milletvekili ve Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu üyesi Mustafa Ali Balbay, sanata kültüre gönül vermiş pek çok kurum kuruluş ve vatandaşlarımızca duyulan kaygı ve endişeyi Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Nabi Avcı’ya sordu.
Konuyu Meclis’e taşıyan Balbay,  TBMM Başkanlığına Bakanın yazılı olarak yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, ‘AKP Hükümeti tarafından başta Devlet Opera ve Balesi, Devlet Tiyatroları, Devlet Senfoni Orkestraları, Devlet Halk Dansları Topluluğu, Devlet Çok Sesli Korosu olmak üzere toplam 52 sanat kurumunun kapatılmasını öngören bir yasa tasarısı hazırlığında olduğu bilgisi pek çok kaynak tarafından dillendirilmektedir.  
Bakanlık bünyesinde böyle bir çalışma olup olmadığının kamuoyuna açıklanması gerekiyor.
Eğer bu çalışma varsa çok korkunç bir tasarrufla karşı karşıyayız demektir.  
Neden?
‘Sanatsız kalan bir toplumun hayat damarlarından biri kopmuş demektir’ sözü ile Mustafa Kemal Atatürk’ün sanata ve sanatçıya gösterdiği bir değerin daha yok edilmek istendiğini görürüz.
Buna her ne suretle olursa olsun bizler engel olmak zorundayız ve olacağız.’ dedi.
Böylece binlerce İzmirli ve Egeliyi de mutlu etti.

*- Her şey ortada!

İzmir Milletvekili Mustafa Balbay,  bakanlığın temel işlevinin ‘Ülkemizin evrensel kültür, sanat ve turizm değerlerinin sürdürülebilir korunmasını sağlayarak yaşatmak ve tanıtmak, toplumsal bilincin oluşmasında bilgiye erişimi kolaylaştırmak ve ülkemizin dünya turizminden alacağı payı artırmak’ olduğunu anımsatarak, ‘Bakanlığın misyonu, vizyonu, görev ve yetkileri ortada iken, ülkemizin sanat ve kültür kurumlarını zenginleştirmek, geliştirmek, dünya sanat ve kültür dalları ile yarıştırmak durur iken bu kurumların kapatılmak istenmesi acaba hangi kinin eseridir?  
Toplumumuzun ortak değerlerine yönelik bu olumsuz uygulamalar ve kin ne zaman son bulacak?’ diye konuştu.
Balbay hükümetlerin ilgili bakanlıkların görev ve sorumlulukları dâhilinde her alan için daha iyisini, daha güzelini, daha kucaklayıcısını yapmaları gerektiğini vurgulayarak, ‘ancak korkum odur ki hep mağdurlar yaratmaya alışmış bir politikanın uygulayıcısı olarak AKP, sanat ve kültür alanında da yeni mağdurlar yaratacak’ dedi.

*- Acaba söylenti mi?

Okuyucularımın olduğu kadar benim de merak ettiklerim şunlar:
Kamuoyu tarafından çeşitli olanaklarla dillendirilen Devlet Opera ve Balesi, Devlet Tiyatroları, Devlet Senfoni Orkestraları, Devlet Halk Dansları Topluluğu, Devlet Çok Sesli Korosu olmak üzere toplam 52 sanat kurumunun kapatılmasını amaçlayan bir kanun tasarısı hazırlığı gerçekten var mı?
Varsa böyle bir tasarı hazırlığına neden ihtiyaç duyuluyor.
‘Ülkemizin evrensel kültür, sanat ve turizm değerlerinin sürdürülebilir korunmasını sağlayarak yaşatmak ve tanıtmak, toplumsal bilincin oluşmasında bilgiye erişimi kolaylaştırmak ve ülkemizin dünya turizminden alacağı payı artırmak’ olan bakanlığın misyonu ile alınacak bu kapatma kararlarının ülkemize kazancı ne olacak?
Cumhuriyet'in kültür-sanat kurumlarının kapatılması ile hükümetçe planlanan kültür ve sanat alanında başka bir model yapılanma mı uygulanacak?
Bu nedir?
Kapatılması düşünülen kurum ve kuruluşlardaki personel ile üniversitelerimizin eğitim fakülteleri, güzel sanatlar liseleri, konservatuarlar gibi bölümlerinde öğrenim gören ya da mezun öğrencilerimizin akıbeti ne olacak?
Bakanlığının olur vereceği böyle bir tasarruf ülkemizde sanatın ve kültürün sonu olmaz mı?
Herhalde bu soruların yanıtlarını, Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı kısa sürede yanıtlayacak, beynimizdeki endişe ve kaygıdan kurtulmamızı sağlayacaktır.

*- Başbakanı tanıyor musunuz?

Yazıp yazmamakta tereddüt ettiğim konulardan biri de, İzmir Milletvekili, Başbakan Binali Yıldırım’a verileceği açıklanan ‘İzmir’e Hizmet Ödülü...
Hak ediyor mu?
Şüphesiz...
Ama!
Âmâsı var aslında...
Önce Binali Yıldırım’dan söz edeyim...
Hizmet adamı olduğunu bilmeyen yok!
İkincisi İzmir’de gönüllere taht kurmuş ender isimlerden biri...
Öyle ki, AKP Milletvekilleri her konuşmalarında, hatta neredeyse her cümlelerine başlarken mutlaka kendisinden söz ederler.
Ama ‘Hizmet Ödüünü’ verecek olanlara, daha doğrusu, İzmir Ticaret Odası’nın pek kıdemle Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş’a bir anımsatma yapayım...
Tabii ki başkalarına da....
Her şeyden önemlisi Binali Yıldırım’ın yaşamında karşı olduğu ve hep tepki gösterdiği tek konu ‘Yağcılık!’
‘Tabii olun!’ demez ama hissettiği an ki bu konuda bence bir numaralı uzmandır, hemen ‘Yağcılık yapma!’ der...
Bu kendisi için de geçerlidir, devlet memurları, bakanlar ve hatta sıradan yurttaşlar için de...
Bireyin sorununu anında çözmek ister ve o an hemen yetkiliyi arar ve doğrudan konuşturur...
Ama bu sırada karşısındaki, her hangi bir nedenle sorununu anlatmaktan çok, işi olsun diye karşısındaki yetkiliyi ‘Sen şöylesin, böylesin!’ diye met etmeye kalkışınca da, şaka ile karışık paylar...
‘Yağ çekme!’ der...
Bazen de, ‘Karşındakini şımartma’ der, ‘yağcılığı’ bu şekilde dillendirir...
Bu konuda çok örnek veririm...
Özellikle futbol maçlarında taraftardan duyarız:
‘Bir, iki, üç olsun çıkarması güç olsun!’ gibi tezahürat....
Herhalde Ekrem Demirtaş da bundan esinlenmiş olacak ki, üçüncü kez ‘Hizmet Ödülünü’ Başbakanımıza vermeye kalkmış...
Bu konuda daha çok şeyler yazacaktım ama benim söyleyeceğimi eminim ki, kabul ettiği taktirde Başbakan Binali Yıldırım ama şaka yollu, ama bir fıkra ile dillendirecek ve aklından geçeni ‘Kızım sana söylüyorum ama gelinim sen anla!’ diyerek kamuya duyuracaktır.
Tabii ki her zamanki gibi gülümseyerek ve çevresindekileri süzerek...
Bu satırları unutmayın...
Unutsanız da ben anımsatacağım...
Ama benim unutmadıklarım arasında yakın zamanda olan bir olay var...
Birisi, daha doğrusu Ekrem Demirtaş, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakanımız Binali Yıldırım’ı Adnan Menderes Havaalanı VİP Salonuna gittiğinde, ‘Adınız listede yok!’ denilerek içeri alınmamıştı.
Acaba ben mi yanlış anımsıyorum...
Belki o da bunu törende şaka ile karışık anlatır, ‘Aman beni unutmayın!’ diyebilir.
Bu arada bir anımsatma daha yapayım:
CHP’liler, ‘İzmir Şehrine Katkı Ödülü ‘nün adının yanlış olduğunu düşünüyor...
‘Öncellikle bu ödülün adı hizmet değil teşvik ödülü olmalı’ diyor...


***-
GÜNCEL

 ‘Görümce”’İzmirliler ile buluşuyor

BKM´nin yapımcılığını gerçekleştirdiği, Gupse Özay´ın hem senaryosunu yazıp hem de başrolde oynadığı ‘Görümce’  filmi 2 Aralık Cuma günü vizyona giriyor.
‘Görümce’ filminde, Gupse Özay’a başrollerde Buğra Gülsoy ve Eda Ece eşlik ediyor.
Ayrıca oyuncu kadrosunda Zeynep Kankonde, Danilo Zanna, Özlem Tokarslan, İnci Pars, Dilşah Demir, Özlem Öçalmaz gibi isimler de yer alıyor.
‘Görümce”nin yönetmenliğini ise daha önceden Patron Mutlu Son İstiyor ve Kocan Kadar Konuş filmlerinden tanıdığımız Kıvanç Baruönü yapıyor.
Filmin İstanbul’da gerçekleştirilecek olan ulusal galasının ardından, BKM için adeta bir klasik haline gelen İzmir galası, başta Gupse Özay, Buğra Gülsoy ve Eda Ece olmak üzere, tüm oyuncuların katılımıyla 3 Aralık Cumartesi günü Devajans organizasyonu ile İzmir Optimum Outlet, Cinemaximum salonlarında gerçekleştirilecek.

*- Kültür Üniversitesi’ne yeni rektör

İstanbul Kültür Üniversitesi’nde Rektörlük görev süresi dolan Prof.Dr. Semahat Demir, görevi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Güzel’e devretti
İKÜ Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Bahar Akıngüç Günver, yazılı olarak duyurduğu atamayla ilgili ‘İstanbul Kültür Üniversitesi ailesi olarak çağdaşlık, evrensellik, kalite ve güven ilkelerimiz çerçevesinde eğitim-öğretim ve yönetimin en iyi şekilde yürütüleceğine yürekten inandığımı belirtmek ister; yeni yönetimin üniversitemiz ve ülkemiz için hayırlı olmasını dilerim’ dedi.

*-  Arkas Trıo sahne alıyor

Hem kadınlar için hem de kız çocuklarının eğitimine katkıda bulunmak üzere sosyal sorumluluk projelerinde yer almaya önem veren Arkas Trio, EÇEV konseriyle de dinleyicileriyle buluşuyor.
Arkas tarafından kurulan Arkas Trio, EÇEV’in ‘eğitimde fırsat eşitliği’ vizyonuna destek vermek ve ‘çağdaş eğitim hakkı’ konusunda farkındalık yaratmak sorumluluğu ile sahne alacak ve 6 Aralık 2016 Salı akşamı saat 20.30’da Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde dinleyicileriyle buluşacak.
EÇEV, 21 yılda 14.000’den fazla başarılı ve ihtiyaç sahibi öğrenciye karşılıksız burs ve eğitim desteği vermiş, gelecek nesilleri büyük emek ve özveriyle yetiştiren yaklaşık 6.000 öğretmene mesleki ve kişisel gelişim olanağı sağlamış bulunuyor.

***-
GICIK

*- Yürüdüğün yolda kimseyi bekleme, işi düşerse o sana yetişir.
*- ‘Adaletsiz rejimi, adaletle yıkınız. Alkışlar önüne kansız elle çıkınız.”
*-  Dünden ders al, bugünü yaşa... Yarın için umutlu ol...
*-  Adana’da küçücük bedenler, kocaman yürekler gitti... Mekânları Cennet olsun.
*- Çocuğunuz; renkleri, şekilleri, rakamları zaten öğrenecek, çocuğunuza; beklemeyi, sabretmeyi, başkalarına saygı duymayı, azla da yetinmeyi, sevgiyi, merhameti öğretin.
*- Kusurlarınızı söyleyen arkadaşlar edinin. Dikkat edin! Kusurlarınızı sadece size söyleyen...
*- Şefkat iyi insanın özeliklerindendir. Şefkati olan insanın merhameti ve vicdanı mevcuttur. Şefkat ile konuşup, şefkat ile dokunun insanın gözleri sulanıyorsa sonuna kadar güvenebilirsiniz.
*- Teşekkür etmeyi ve özür dilemeyi bilmeyen insanları, hayatınızdan çıkarma işlemine ‘sağlıklı yaşam’ denir.
*- Ey can, kimseyi kırma! Sözden ağırı yoktur. Beden çok yükü kaldırır ama gönül her sözü kaldıramaz.
*- Bu ülkede kız çocuklarının ölmesi, tecavüze uğraması fıtrat da değil, kader de değil!.. Yeter! Acının tarifi için artık sözcük kalmadı...
*- Kimse kimsenin imanını ölçmeye kalkmasın, çünkü kalpta olanı bir tek Allah bilir.

 

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0533 557 8894