BİPOLAR BOZUKLUĞA ERGENLİK KALKANI!
Psikiyatrik hastalıkların birçoğu ergenlik döneminde ortaya çıkıyor. Ancak bunlardan biri olan ve manik depresif olarak da tanımlanan bipolar bozukluk, çoğu zaman ergenlik dönemi depresyonuyla karıştırılıyor. Uzmanlar, bu nedenle hastalığın 20’li yaşlarda anlaşıldığını belirtiyor.
Bipolar bozukluk, riskli davranışlar nedeniyle ilişkilere ve kariyere zarar veren, tedavi edilmediği zaman ise intihara kadar gidebilen ciddi bir ruhsal hastalık. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Sermin Kesebir, maniden depresyona kadar uzanan ruh halindeki aşırı değişiklikler olarak da tanımlanan hastalığın ergenlikte oluştuğuna dikkat çekiyor. Ancak hastalığın depresyonla başlaması durumunda, manik dönem ortaya çıkana kadar bunun bipolar bozukluk olduğunun anlaşılmadığını vurgulayan Kesebir, “Bu da hastalığın tanınmasını 20’li yaşlara kadar uzatıyor. Türkiye’de yapılan araştırmalarda hastalığın başlangıç yaşı da 25-26 olarak saptanıyor” dedi.
Genetik faktör yüksek
Prof. Dr. Sermin Kesebir, hastalarda bipolar bozukluğun depresyon döneminde görülen belirtileri; üzüntü, karamsarlık, eskiden zevk alınan şeylerden zevk almama, isteksizlik, uykuda, iştahta ve cinsellikte değişim olarak özetliyor. Buna karşın manik dönemde coşku ya da sinirlilik görüldüğünü anlatan Kesebir, bu dönemdeki belirtileri ise; hareketlilikte ve düşüncelerde hızlanma, amaca yönelik aktivitede artış, uyku ihtiyacında azalma olarak tanımlıyor.
Psikiyatrik hastalıklar içinde genetik yükün en fazla olduğu bipoların ebeveynlerden birinde olması halinde çocukta görülme oranının %10 olduğunu da söylüyor.
Tanım değişti, 7 kişiden biri bipolar oldu
Toplumda bipoların manik depresif olarak klasik tanımlamasına uyan hastaların oranının %1 olduğunu kaydeden Prof. Dr. Sermin Kesebir, hastalık tanımının son 10 yılda genişlemesiyle birlikte bu oranın %14’e yükseldiğini belirtti. Kesebir, şunları kaydetti:
“Bipolarda bir uçta en ağır manik-depresif bozukluk varken, diğer uçta manik yerine hipomani dediğimiz daha zayıf ya da depresyon ölçütlerinin de karşılanmadığı siklotipik bozukluklar da bu hastalık içinde düşünülmeye başlandı.
Stres, hastalığın başlangıcında etkili
Duygu durum bozukluğu olan bipolarda hastaların duyguları düzenleyemediğini ve bu nedenle şiddetini ve hızını belirleyemediğini aktaran Prof. Dr. Sermin Kesebir, stres ve mevsimsel özelliklerin etkisini ise şöyle anlattı:
“Stres, bipolar bozukluğun ataklarını başlatmada etkili bir faktör. İlk ataklarda daha etkili. Ancak hastalığın ilerleyen yıllarında stresin atakları çıkarıcı etkisi azalıyor. Mevsimsellik ise bipolar bozukluk için önemli bir gidiş belirleyici. Hastaların %10 ila 30’unda mevsimsel özellik görülüyor ancak hastaların tamamında bu durum söz konusu değil.”
Bu hastalıkta atakların 2 yılda bir yinelediğine de işaret eden Kesebir, bunama, diyabet, yüksek tansiyon, troid, diyabet gibi hastalıkların da eşlik etmesi halinde atakların sıklığının da artacağını kaydediyor.
Hastalık ilerledikçe yaratıcılık azalıyor
Bipolar bozukluğun toplumda sanatçı hastalığı olarak görülmesine de değinen Kesebir, bu konu ile ilgili ise şunları söylüyor:
“Duygunun şiddeti fazlaysa bir takım yaratıcı süreçleri uyaracağını söyleyebiliriz. Birçok ressam ve yazarın da en önemli eserlerini hastalığın ilk evrelerinde depressif dönemde yaptıklarını görüyoruz. Ancak hastalık ilerledikçe yaratıcılık azalıyor.” /Ege Basın Grubu