BREXİT SONRASINDA İNGİLTERE İLE İKİLİ ANLAŞMALAR YAPILMALI
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) tarafından hazırlanan Haziran ayı Ekonomi Bülteni’nde, Türkiye’nin ilk çeyrekteki yüzde 4,8 büyüme oranı ile en hızlı büyüyen ülkeler arasında yer aldığı belirtildi. Hindistan’ın yüzde 7,9, Çin’in yüzde 6,7’lik büyümesini takiben Türkiye, Filipinler ve Endonezya ile birlikte en hızlı büyüyenler arasında yer aldı.
TİSK, Euro Alanı ülkelerininyılın ilk çeyreğinde yakaladıkları yüzde 1,7’lik oranın önemli bir gelişme yarattığını ifade ederken, küresel ekonomide net bir canlanma olmasa da, bazı ülkelerde büyümenin yükseliş trendine girdiğini belirtti. Küresel ekonomideki bu olumlu görünümün İngiltere’nin AB’den ayrılma kararı almasıyla olumsuz yönde etkilenmesinin beklendiğini kaydeden TİSK, “Küresel düzeyde belirsizliğin ve istikrarsızlığın artması, Türkiye’de de yeni tedbirler alınmasını gerektirecek. Bu bağlamda, işgücü piyasası düzenlemeleri dahil, iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi en önemli konu haline geldi” yorumunda bulundu.
BÜYÜMEYİ TÜKETİM BESLEDİ
Türkiye’de yılın ilk çeyreğindeki yüksek büyümenin temel kaynağının tüketim harcamalarındaki artış olduğunu belirten TİSK, özel sektörün makine-teçhizat yatırımları ve net ihracatın ise gerilediğine dikkat çekti. TİSK’e göre tüketim harcamalarındaki artışta asgari ücretin artırılmasının ve Suriyeli göçmenler dolayısıyla yükselen tüketimin önemli katkısı oldu. Türkiye’ye gelen turist sayısının azalması ile birlikte yerleşik olmayanların tüketim harcaması azaldı.Devletin tüketim harcamaları ise genel tüketim harcamaların üzerinde artış göstererek yüzde 10,9 arttı. TİSK Haziran ayı Ekonomi Bülteni’nde, devletin 2009 yılının dördüncü çeyreğinden beri en fazla tüketim harcamasını, bu yılın ilk çeyreğinde yaptığının altı çizildi.Sanayideki güçlü üretim artışı 2016 yılının ilk çeyreğindeki büyüme oranını üst noktalara taşıdığının belirtildiği Ekonomi Bülteni’nde, “Ancak sanayi genelinde ve imalatta bu eğilim Nisan ayında korunamadı. Sanayi üretimi 2016 Nisan ayında aylık bazda yüzde 1,1 azalırken, yıllık bazda ancak yüzde 0,7 arttı” denildi.
KAYIT DIŞI İSTİHDAM ARTTI
TİSK Ekonomi Bülteni’nde yer alan verilere göre, 2016 yılı Mart döneminde işgücüne katılma oranı geçen yılın aynı döneminde göre 0,9 puan artarak yüzde 51,3 oldu. 994 bin kişinin işgücüne katılımıyla işgücü 30 milyon 16 bin kişiye ulaştı. Bu dönemde erkekler ve kadınlarda işgücüne katılım eşit oranda (0,9 puan)arttı. Böylece erkeklerde işgücüne katılma oranı yüzde71,5’e, kadınlarda yüzde 31,6’ya yükseldi.
Aynı dönemde, istihdam edilenlerin sayısı, 2015 yılının Mart dönemine göre 1 milyon 40 bin kişi artarak 26 milyon 993 bin kişiye, istihdam oranı 1,1 puanlık artışla yüzde 46,1’e ulaştı. Tarım sektöründe çalışan sayısı 100 bin kişi azalırken, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı 1 milyon 141 bin kişi arttı. Mart 2016 dönemi itibariyle çalışanların yüzde 18,9’u tarım, yüzde 19,6’sı sanayi, yüzde 7,1’i inşaat ve yüzde 54,4’ü ise hizmetler sektöründe istihdam edildi. Hizmetler sektörünün istihdam içindeki payı 1,8 puan, inşaat sektörünün payı 0,2 puan artarken, tarım sektörünün payı 1,1 puan, sanayi sektörünün payı 0,9 puan azaldı.
Kayıtdışı istihdamın yıllık bazda 370 bin kişilik artış kaydettiğinin ve kayıtdışı istihdam oranın yüzde 32,7’den yüzde 32,9’a çıktığının belirtildiği TİSK Bülteni’nde, işsiz sayısının 46 bin kişi azalarak 3 milyon 23 bin kişiye gerilediği ve işsizlik oranının 0,5 puan düşerek yüzde 10,1 olduğu hatırlatıldı. TİSK, “İşgücü piyasasında Mart dönemindeki olumlu görünümde kamu istihdamındaki ve kayıtdışı istihdamdaki yükselmenin yanı sıra finans, ulaştırma ve emlak sektörlerinin rol oynadığı anlaşılıyor” yorumunda bulundu.
İNGİLTERE İLE İKİLİ ANLAŞMALAR YAPILMALI
Ocak-Nisan döneminde geçen yılın aynı dönemine göre ihracat yüzde 7,4 azalarak46 milyar 681 milyon dolara, ithalat ise yüzde 10,9 azalarak 62 milyar 975 milyon dolara geriledi. Bu gelişmelerin doğal bir sonucu olarak dış ticaret açığı da yüzde 19,7’lik düşüş ile 16 milyar 293 milyon dolara kadar indi.
2016 Ocak-Nisan döneminde AB ülkelerine ihracatın Ocak-Nisan döneminde yüzde 6,5 arttığına dikkat çeken TİSK, AB’nin toplam ihracattaki payınınNisan 2015’te yüzde 39,5 iken, Nisan 2016’da yüzde 47,3’e yükseldiğini hatırlatarak, İngiltere’nin AB’den ayrılmasının getireceği risklere dikkat çekti ve şu değerlendirmelerde bulundu:
“En fazla ihracat yaptığımız ikinci ülke olan İngiltere’nin, Türkiye-AB Gümrük Birliği kapsamından çıkması durumunda, Türkiye’nin döviz kazancı olumsuz etkilenebilir. Riskin önüne geçmek için İngiltere ile Türkiye arasında ikili anlaşmalar türünden yeni düzenlemeler yapılması gerekecektir ki, bunun da zaman alması kaçınılmaz.”
DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLARI HIZLANDIRMAK İÇİN YAPISAL ÖNLEM VE REFORMLAR HIZLANDIRILMALI
“Doğrudan yabancı yatırımlarda 2014 yılında başlayan düşüş eğilimini tersine çevirmek için son iki yıldır yavaşlayan yapısal önlem ve reformların ivedilikle tekrar güçlendirilmesi gerekiyor” diyen TİSK, cari açığın finansman kalemlerinden olan net doğrudan yatırımlarda geçen yılın Nisan ayına göre yüzde 46,9 oranında azalma olduğuna dikkat çekti. Bu kalem, yılın ilk dört ayında yüzde 54,1 oranında azalarak 1 milyar 708 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. Yılın ilk dört ayında net seyahat gelirleri ise yüzde 32,9 oranında gerileyerek 1 milyar 969 milyon dolara düştü.
Tüm bu gelişmeler cari açığın Nisan ayında %23,3 oranında azalarak2 milyar 956 milyon dolara gerilemesini sağladı. Bu dönemde net altın ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 57 oranında azalarak 1 milyar 969 milyon dolara geriledi.
Türkiye’nin dış denge sorununun sürdüğünü kaydeden TİSK, Ocak-Nisan dönemindeki 10 milyar 778 milyon dolarlık cari açığın 921 milyon dolarının net hata noksan ve 6 milyar 194 milyon dolarlık kısmının da portföy yatırımları ile finanse edildiğini vurgulayarak“Bu finansman yöntemi döviz kuru riskini artırıyor” değerlendirmesi yaptı.
TCMB’nin son faiz indirimi kararından sonra bankaların kredi faiz oranlarını aşağıya çekmesinin yolunun açıldığını kaydeden TİSK, tüketim harcamalarının artırılarak büyümenin desteklenmesi politikasındaki risklere dikkat çekti. TİSK, “Bu politikanın işlemesinde mevcut koşullarda en önemli kısıt dış dengenin kritik eşikte olmasıdır. Bu durum harcama-büyüme ilişkisinde darboğaza neden olabilir. Gelecek altı aydaki gerçekleşmeler bu ilişkinin geçerliliğini belirleyecektir” yorumunda bulundu.