HAC VE ÜMRE’DEKİLERE ÖNEMLİ SAĞLIK UYARILARI
Ümre ziyareti veya Hac görevini yerine getirmek üzere kutsal topraklara gitmeye hazırlanan hacı adayları, gerekli önlemleri almamaları durumunda ciddi sağlık sorunları yaşayabilir. Bayındır Hastanesi Kavaklıdere İnfeksiyon Hastalıklarından Prof. Dr. Levent Doğancı, hacı adaylarını uyarıyor: “Hacca gitmeden önce bir seyahat hekimini ziyaret edin. Şifa kaynağı sanılan develerin taze sağılmış sütlerini içmek ve daha da kötüsü idrarları ile temas etmek, ölümcül mikroplara davetiye çıkarır; kesinlikle uzak durun! Ayrıca şeker hastaları ümre ve hac sırasında ayak bakımına çok özen göstermeli, ayak ve ayakkabı hijyenine dikkat edilmelidir.”
Kutsal ziyaretlerini yerine getirmek üzere hacca gidecek olan hacı adayları, gerekli sağlık önlemlerini önceden almamaları durumunda, ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalabiliyor. Müslümanlığın kutsal topraklarında gerçekleştirilen hac vazifesi sırasında bazı hastalık risklerinin göz ardı edilmemesi gerekiyor. Ziyaretçiler açısından ciddi sonuçlar doğurabilecek bazı infeksiyonlar, hacılar ülkelerine döndükleri zaman toplum sağlığını da tehdit edebiliyor. Türkiye İş Bankası iştiraklerinden Bayındır Sağlık Grubu bünyesinde hizmet veren Bayındır Kavaklıdere Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Levent Doğancı, kutsal vazifesini yerine getirme heyecanı içindeki hacı adaylarına, sağlık konusunda uyarılarda bulunuyor:
Tıp bilimi de İslam dini de öncelikle ‘canın’ ve ‘bedenin’ hastalıklardan mutlak olarak korunmasını emreder. Bundan dolayı, bu kutsal ziyaretler sırasında sağlığımıza daha da özen göstermemiz gerekiyor. Özellikle hurafelerden veya batıl inançlardan kaynaklanan ve sağlığımız için büyük risk olabilecek uygulamalardan kaçınmamız büyük önem taşıyor. Maalesef, bugün internet ortamında ve bazı televizyon ve gazetelerde, gerek dini gerekse tıbbi olduğunu iddia eden birçok kaynaktan müthiş bir bilgi kirliliği etrafa saçılıyor.
TAZE SAĞILMIŞ DEVE SÜTÜ İÇMEYİN!
Böylesi yanlış bir uygulama, internet ortamında anahtar kelime olarak ‘deve sütü’, ‘deve idrarı’ kelimeleri yazıldığında karşımıza çıkıyor. ‘Develerin taze sağılmış sütleri’ ve daha da kötüsü ‘idrarlarının’ içilmesi, birçok hastalığın çaresi olarak, yani bir şifa kaynağı olarak gösteriliyor. Oysa bu durum, çağımız modern tıp bilgileri ile çatışıyor. Gerek taze sağılmış deve sütü, gerek deve idrarı, bazı bulaşıcı hastalıklar açısından çok büyük risk taşıdığı için kesinlikle içilmemesi gerekiyor.
Taze sağılmış deve sütü; Alk Humra (hemorajik virüs hastalığı), Brucella ( kronik bir infeksiyon hastalığı) ve özellikle küçük çocuklarda etkili olabilen tüberküloz (verem) gibi bir çok hastalığa davetiye çıkarıyor.
ÖLÜMCÜL VİRÜSLERE DAVETİYE
Deve sütünün içilmesiyle bulaşan hastalıkların başında Alk Humra geliyor. Kanamalı bir virüs hastalığı olarak bilinen bu rahatsızlık, en çok Suudi Arabistan’da kutsal ziyaretlerin yapılmakta olduğu bölgelerde ve Mısır-Sudan-Ürdün gibi develerin yaygın olarak bulunduğu, sütlerinin pastörize edilmeden taze olarak tüketildiği ülkelerde görülüyor.
Bu virüs, bulaş gerçekleştikten sonra 3-5 gün içinde kanama eğilimi oluşturuyor ve ve 39.5 - 40 derece yüksek ateşle devam ediyor. Ciddi bir hastalık olan Alk Humra’da, hastaların yüzde 25-30’unda ölüm de görülebiliyor. Develerde bulunan kenelerle bulaşabilmesi, ölümcül olması ve kanama yapması gibi özellikleriyle Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığına çok benziyor.
SÜRÜNDÜREN İNFEKSİYON: BRUCELLA (MALTA HUMMASI)
Bakterilerle oluşan kronik bir infeksiyon olan ‘Brucella’ da, çiğ deve sütüyle bulaşabilen hastalıklar arasında yer alıyor. Hastalık, Alk Humra kadar ölümcül değilse de uzun süreli tedavi gerektiriyor. Tanı konulamadığı takdirde komplikasyonlara yol açabilen, kronik bir hastalık. Ülkemizde çiğ süt, taze pastörize edilmemiş peynir, tereyağı ve çiğ tüketilen hasta hayvan etleriyle insanlara geçebiliyor. Bu bakteri, Arabistan yarım adasında bulunan develerde de sık olarak bulunuyor. Bu coğrafyadaki develerin yüzde 8’inin enfekte olarak saptandığı ve bu hayvanların gerek et gerekse süt ürünlerinin hayli bulaşıcı olduğu belirtiliyor.
ÇOCUKLARI VEREM EDİYOR
Çiğ süt ile insanlara bulaşabilen bir diğer kronik hastalık ise halk arasında barsak veremi olarak bilinen tüberküloz hastalığı. Özellikle kutsal ziyaretlere götürülen küçük çocukların, develerden geçebilen sindirim sistemi tüberkülozu açısından pastörize edilmemiş süt tüketiminden kesinlikle kaçınılması gerekiyor.
AYAK VE AYAKKABI HİJYENİNE DİKKAT
Özellikle daha önce diyabet gibi bağışıklığı baskılayabilen hastalıkları olan hacı adaylarının, ayak bakımına çok önem göstermeleri, ufak yara ve berelerin çok ciddi, hatta ölümcül hastalıklara yol açabileceğini unutmamaları gerekiyor. Stafilokok ve streptokoklar başta olmak üzere selülit denen deri infeksiyonları ile zaman geçirmeksizin etkili mücadele edilmeli, ayak ve ayakkabı hijyenine çok dikkat edilmelidir.
ÖNCE SEYAHAT HEKİMİNE UĞRAYIN
Ülkemizde önemi gittikçe yaygınlaşan ‘Seyahat Hekimliği’; amacına bakılmaksızın tüm seyahat edenleri mümkün olduğu kadar, olabildiğince tüm hastalıklardan korumayı hedefliyor. Onları gittikleri ülkelerde görülebilen ve yanlış bir uygulamayla kolayca bulaşabilen infeksiyonlar açısından eğitiyor; korunulabilecek hastalıklara karşı aşılarını uyguluyor; hastalandıkları takdirde de ülkeye dönüşlerinde erken tanı koyarak hızla tedavi ediyor. Bu nedenle, yurtdışına çıkacak olan herkesin mutlaka seyahat hastalıkları ile uğraşan hekimlere başvurması öneriliyor. Özellikle de sağlık açısından ciddi riskler barındıran bir coğrafya olan Ümre ve Hac bölgesine gidecek olanların, kutsal yolculuk öncesinde bir seyahat hekimine başvurması büyük önem taşıyor. /Ege Basın Grubu