Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, "Hedefimiz, savunma sanayisinde ilk etapta 5 milyar dolar, daha sonra da 10 milyar dolarlık ihracatı yakalamak. Bu rakamlar büyük rakam değil. 5 milyar dolarlık ihracat hiçbir şey değil. Şu anda 2 milyar dolar civarındayız." dedi.
Işık, Kocaeli Sanayi Odası Meclis Toplantısında yaptığı konuşmada, güçlü ordunun Türkiye için ekmek ve su kadar gerekli olduğunu vurguladı.
Silahlı kuvvetler yeterince güçlü değilse bölgedeki gelişmelere müdahil olmanın mümkün olmadığına dikkati çeken Işık, bunun dünyada pek çok örnekleri olduğunu bildirdi.
Bakan Işık, "Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) güçlü olması, bizim için bir seçenek veya tercih değil, bir mecburiyettir. Bu anlayışla TSK'yı güçlendirmek için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. 15 Temmuz bizim TSK'nın bir takım sistemik zaaflarını ortaya koydu. Bunları görmemize sebep oldu. Bir ordunun generallerinin neredeyse yarısı darbeye teşebbüs etmişse bu bir kişiye bir genelkurmay başkanına, ondan önceki genelkurmay başkanına, ondan önceki genelkurmay başkanlarına fatura edilerek işin içinde sıyrılacak bir durum değil. Burada sistemik bir zaaf var demektir." ifadesini kullandı.
"'Türk ordusu zayıfladı' diyenler art niyetliler"
TSK üzerindeki gereksiz yükleri aldıklarına değinen Işık, TSK'yı yurt savunmasına, harbe hazırlığa, askerin eğitimine ve Türkiye'nin savunmasında geleceğe yönelik çalışmalara odaklanmasını sağladıklarını belirtti.
Işık, bazılarının bunu TSK'nın zayıflatılması olarak sunmaya çalıştığını anımsatarak, buna kesinlikle katılmadıklarını, asla da doğru bulmadıklarını söyledi.
Ordunun güçlü olması için 2 temel unsur gerektiğini vurgulayan Işık, şöyle devam etti: "Bunlardan biri, nitelikli güçlü insan kaynağı. Allah'a hamdolsun Türk ordusunun nitelikli güçlü insan kaynağı var. Bunda sıkıntımız yok. İçimize sızan hainleri temizledikçe de ordumuz daha güçlü hale geliyor. Bunda tereddüdünüz olmasın. 'Türk ordusu zayıfladı' diyenler art niyetliler. Türk ordusu 15 Temmuz'a göre çok daha güçlü. Niye? İçindeki hainleri temizledi onun için. Kadroların doldurulmasında bazı gecikmeler olabilir. Bu kadar TSK'ya sızmış örgüt üyelerini temizleyip de bir gün de her şeyi yerli yerine koymak mümkün değil. TSK düne göre bugün çok daha güçlü. Yarın çok daha güçlü olacak. Biliyoruz ki karargahta konuştuğumuz konular bir takım güç merkezlerine anında gitmiyor veya bizim bilmediğimiz bilgileri, birtakım büyük merkezler biliyor olmuyor. Bu çok kritik."
Savunma sanayisine önemli yatırımlar yaptıklarına işaret eden Işık, 2002'de yüzde 24 olan niteliği yüksek olmayan savunma sanayisindeki yerlilik oranının şu an yüzde 60'ı geçtiğini söyledi.
Işık, artık niteliği yüksek ürünler ürettiklerini, kritik silahları dışa bağımlı olmadan yaptıklarını belirterek, MPT-76 piyade tüfeği ve diğer yerli savunma sanayi ürünlerinden örnekler verdi.
Türkiye'nin ilk defa "İ" sınıfı fırkateyn üreteceğine dikkati çeken Işık, "Sırada başkasının vermediğinde zaaf oluşma ihtimali olan kritik teknolojiler var. Bunun için de yoğun gayret gösteriyoruz. Savunma sanayi teknolojinin en yoğun kullanıldığı alandır. Savunma sanayisinde başarılıysa sizin diğer sanayi alanlarında bir yere geldiğiniz kabul edilir." diye konuştu.
Işık, savunma sanayisinde de yeni anlayışa gittiklerini ifade ederek, tersanelerin özel sektöre daha fazla iş vermesi konusunda mevzuat engellerini aştıklarını bildirdi.
"Tersaneye sanayici giremez, tersanede kendi sınırları dışına çıkamaz." anlayışını kaldırdıklarını vurgulayan Işık, şu görüşlere yer verdi: "Askeri fabrikaları açıyoruz. Buralardan özel sektör de yararlansın. Buralar da özel sektörün dinamizminden yararlansın. Anlayışımız şu, dışarıda sanayimizin yapabileceği bütün ürünleri mümkünse dışarıda yaptırmak. Buraları da entegrasyon üniteleri olarak dışarıda yaptıramadığımız ürünlerin imalatını yaparak yeniden organize ediyoruz. Sanayi için büyük fırsat olacak bizim için de zaman kaybı ve maliyet oluşturan durumları ortadan kaldıracağız. Bu anlayışı savunma sanayisinde hayata geçiyoruz. Vakıf şirketlere ve makine kimyaya şunu söyledik; Kardeşim özel sektörle daha fazla işbirliği yapacaksın."
"Hedef 10 milyar dolar ihracat"
Işık, büyük ölçekli, orta ölçekli ve altında da KOBİ'ler onları desteklediği zaman savunma sanayisinin ciddi ivme kazanacağını belirterek, bugün ABD'nin savunma sanayisinde güçlü olmasını bu yapının sağladığını söyledi.
Türkiye'de proje sürelerinin uzun olduğuna işaret eden Işık, "Süreleri kısaltmamız lazım. Zaman kaybı bize maliyet getiriyor. Özel sektörün dinamizmini bu sektöre katamazsak maliyetlerimiz yukarıda kalmaya devam edecek. Bunu Türkiye içinde tolere edebilirsiniz ama bizim artık hedefimiz Türk savunma sanayisinin ihtiyaçlarını karşılamak değil. Hedefimiz, savunma sanayisinde ilk etapta 5 milyar dolar, daha sonra da 10 milyar dolarlık ihracatı yakalamak. Bu rakamlar büyük rakam değil. 5 milyar dolarlık ihracat hiçbir şey değil. Şu anda 2 milyar dolar civarındayız. 10 milyar dolarlık ihracat kısa sürede yakalanabilir. Bunu yakalamak için özel sektörün dinamizmini arkamıza almak durumundayız." ifadesini kullandı.
- "Silahta ve mühimmatta Türkiye'de ihalelere giriş yasağını kaldırıyoruz"
Bakan Işık, savunma sanayisindeki en büyük zorluğun test ve sertifikasyon süreci olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Bununla ilgili destek mekanizmaları oluşturduk. Gerekirse hibe vereceğiz, gerekirse uzun vadeli faizsiz kredi vereceğiz. Gerekirse bazı testleri biz yapacağız ama KOBİ'ler ağırlıklı olmak kaydıyla firmaların bu engelini ortadan kaldıracağız. Savunma sanayisinde tesis güvenlik belgesi, şahıs güvenlik belgesi önemli bir sorun. Bunun farkındayız. Bizde öyle bir yapı oluşmuş ki silah üretmeyin, üretecekseniz de Türkiye'ye satmayın. Bizim hafif silahta ve mühimmatta üretim izni verirken yüzde 100 ihracat kısıtı koyuyoruz. Yani üretebilirsin ama Türkiye'nin içine bunu satamazsın. Bunu yüzde 100 ihraç etmek zorunda... 'Türkiye'nin ihtiyacını ben dışarıdan alacağım.' Şimdi bu uygulamayı kaldırıyoruz. Diyoruz ki silah üretirsin Türkiye'de ihalelere giriş yasağını kaldırıyoruz. Mühimmatta Türkiye'de ihalelere giriş yasağını tamamen kaldırıyoruz. Bu bu sektörde çalışan firmalarımız için çok büyük bir adım olacak. Tesis güvenlik belgesi ve şahıs güvenlik belgesi için gereken prosedürü çok azaltıyoruz. Elbette bu alan güvenlik ve savunma alanı. Yani herkesin elini kolunu sallayarak girebileceği bir alan değil ama sırat köprüsünden geçer gibi bir prosedür de bu çağda gerekli değil. Bunun için buradaki prosedürü de kısaltacağız. Yani bu alana girmek isteyenler rahatlıkla bu alana yatırım yapacaklar. Bu çalışmaları özel sektör bu alandan daha çok pay alsın. Türkiye de bu noktada kaybettiği zamanı ve maliyet unsurlarını tamamen azaltsın diye yapıyoruz." // EGE BASIN GRUBU