Konuşmak İçin Konuşuyor!

KONUŞMAK İÇİN KONUŞUYOR!

Yaşar EYİCE / Yeni Vizyon Gazetesi

*- Bu yazımı kısa kestim...

Yandaş gazetede okudum...
Nazilli Devlet Hastanesi’nde ‘Yasak aşk!’ iddiası ortalığı karıştırmış.
Gönül ilişkisi olduğu iddia edilen iki kişiden birinin işine son verilmiş, diğeri de izne çıkarılmış.
Bunun üzerine AKP  ilçe Başkanı Ramazan Satılmış, iddiaların araştırıldığını söyleyerek  açıklama yapmış.
‘İddiayı atanlar ispatlamak zorunda!’
Doğru!
Biri ya da birileri için bir şeyler söylüyorsan ispatlayacaksın.
Boşuna elini, dilini, belini sıkı tut, bağla dememişler...
Arada birileri birilerine kızıyorsa böylesine söylentiler çıkarır.
Ve de yetkiler değil de yeni moda olarak AKP’li ilçe yöneticileri beyanat verir.
Herhalde ‘Peki paki anladık!’ şarkısı bunlar için de yazılmış olmalı....
Şarkıdaki kişinin bilmediği ahkam kesmediği konu yok...
Bakmışlar olacak gibi değil, ‘Sen neymişsin ağbi!’ diyerek bu şarkıyı yazmışlar.
Bu ağbiler neredeyse her kentimizde var!
Bir ara Urla’da biri çıkmıştı...
Hem müteahhit idi hem de ilçe yöneticisi ya da parti başkanı...
Daha Vali, ya da Kaymakam konuşmadan, Ba
kanlığın temsilcisi il müdürü açıklama yapmadan, ‘Şu kadar yatırımı gerçekleştirdik!’ diyordu.
Günün birinde sabrım taştı, ‘Sen kimsin be birader?’ diye soracağım tuttu.
Yanıtı sevdiğim bir gazeteci verdi:
‘Sen ağbimizden ne istiyorsun, gel bir akşam birlikte yemek yiyelim, çok iyi biri olduğunu sen de anlarsın!’ dedi.
Nasıl anlayacaktım?
Acaba borç para mı isteseydim!
Nasılsa bir gün param olursa öderdim...
Çünkü genelde böyle oluyor...
‘Borcum borç!’ derler...
Sonra da ilave ederler, ‘Olunca vereceğim!’
Karşılıkla anlaşma mı, ne oluyorsa işte...
Sonra o varlıklı kişi İzmir’e yerleşti, sonraları adı falan kalmadı...
Sanıyorum il başkanı ‘Sen bize zarar veriyorsun!’ dedi ve biletini kesti.
Her partide, her dönemde olan ve sık karşılaştığımız ve duyduğumuz olaylar bunlar.
Aynen Nazilli’de olduğu gibi...
İlçe başkanı, ‘Konu beni ilgilendirmez!’ demiyor, diyemiyor...
Adı geçtikten sonra mesele yok!
Görmüyor musunuz TV’ye çıkarılan adamları....
Her konuda bilgi sahibiler...
Birkaç gün takip ederseniz, sonuçta saçınızı başınızı yolarsınız.
Delirmemek işten bile olmaz!

*- Deliler toplanmış!

‘Delilik’ deyince aklıma geldi...
M.Şakir Başak isminde CHP Konak İlçe başkanı var.
Öğle saatlerinde toplamış bazı CHP’lileri, bir de bunlara ‘deli gömleği’ giydirip Konak’a götürmüş....
Valiliğin hemen bitişiğinde, Kemeraltı girişinde bir de pankart astırtmış.
Üzerinde, ‘Bu milleti siz delirttiniz!’ yazıyor.
Deli gömleği giyenlerin, o sarmaş içinde ellerini kollarını kullanmalarına imkan yok...
Bir de başlarını ‘delilik alameti!’ olarak birer huni takılmış....
İlgi çekmek için neler yapıyorlar neler...
Ama başka türlü olsa dikkat çekebilir mi?
Bu arada söyledikleri şunlar:

*- Neden delirmişler?

93 yıllık cumhuriyet tarihimizde kurulan,  65 hükümet içerisinde son 14 yılda ülkemiz gerek içerde gerek dışarıda hiç bu kadar itibarsızlaştırılmadı.
Ve insanlar bu kadar çelişkiyle akıl sağlığını bozacak bir yönetim şekli görmedi.  
Nasıl mı?
Şimdi onları hatırlatacağız.

özgürlük dediniz; basın özgürlüğünü yok ettiniz.  Trkiye’yi gazeteciler için yarı açık cezaevi haline getirdiniz.
Özgürlükçü müsünüz?  
Yasakçı mısınız?
Anlamadık, delirttiniz!
CHP’liler, ‘demokrasi’,  ‘adalet’, ‘ekonomi’, ‘tarım’, ‘kadınlar’,  ‘çocuklar’, ‘ahlak’, ‘kiralık işçi’, ‘eğitim’, ‘sağlık hizmetleri’, ‘terör’, ‘Atatürkçü’lük,  ‘dış politika’, ‘hırsızlık’, ‘Lozan Anlaşması’, ‘Suriye’, sözcük ve konuları üzerinde sorular soruyor ve sonra da son cümleyi ‘Anlamadık, delirttiniz!’diyerek bitiriyorlar.

*- Ne zaman muteberler?

Metin söyle tamamlanıyor:
‘Mustafa Kemal Atatürk’ün ortaya koymuş olduğu anlayış doğrultusunda; siyaset ilkedir, çizgidir, duruştur, düşüncedir.
Bir felsefe ve özgün bir yaklaşım tarzıdır.
Siyasetçi doğru konuştukça, dürüst oldukça, şefkatli oldukça kendisini o makama getirenlere güvenip, inananlara yanlış yapmayıp yalan söylemedikçe muteberdir.’
Bugün okuyucum olduğun söyleyen ve ‘Ne olur daha kısa yaz!’ diyen Bornova’dan Hakan Çelik ile Karşıyaka’dan Hüsnü Oral’ı dinleyerek yazımı tamamlıyorum.