24 Kasım 2024
  • İzmir7°C
  • Manisa8°C
  • Aydın8°C
  • Afyon-2°C
  • Balıkesir4°C
  • Bursa5°C
  • Çanakkale2°C
  • Muğla4°C

AİLELER DE ÇARESİZ!

Yaşar Eyice

24 Şubat 2017 Cuma 22:37

AİLELER DE ÇARESİZ!

Yaşar EYİCE / Yeni Vizyon Gazetesi

*-Versen bir türlü, vermesen başka türlü!

Bir zamanlar konuya polis el atmış ve kontrolü sağlamıştı.
Son zamanlarda ise herhalde yoğunluktan olmalı ya da basit ve önemli sayılmadığı için üzerine fazla düşülmüyor.
Dikkat ederseniz ‘fazla!’ sözcüğünü kullandım.
Çok nadir de olsa bir iki kez bir polis aracının çevrede dolandığını gördüm.
Diyeceksiniz, ne yapacak?
Hiçbir şey yapamazsa ‘caydırıcılık’ rolü oynar!
Baksanıza bir mega kentimize 700 tane sokak bekçisi alınması kararlaştırıldı.
Neden?
Hırsızların, katillerin, peşinden koşması için mi?
Hayır!
Caydırıcı rolünü oynaması için.
İnsanımıza huzur ve her şeyden önce güven vermesi için.
İnsan bir devlet gücünün yanında olmasını istiyor.
Yaşamasam bilmem!
Önceki gün bir avukatın yanında idim.
O kadar yoğun ki, kendisine zorlukla ulaşmam bir yana bize zaman ayırması bile neredeyse imkansız gibiydi.
Bizim gibi görüşmek için bekleyenler arasında bir bey vardı.
Önemli bir mobilya mağazasının sahibi idi.
Avukat Bey, ‘Hoş geldiniz!’ diye bizi karşılarken Ahmet Beyi de gördü.
‘Sen neden geldin?’ dedi.
Çünkü sekreteri kendisine gerekli bilgiyi ve mahkeme tarihini vermişti.
Ama işadamı kendisini daha rahat ve huzurlu bulmak için bir kez de avukatın ağzından öğrenmek istemişti.
Neden?
Avukat bize bunu açıkladı:
‘Resmi kişi gibi gördüğü kendisinin yani avukatın ağzından da duymak istiyordu. Böylece kendini daha güvenli hissedecekti.’
Olayı anlatmaya çalışırken, ‘güven’ sözcüğünün insanımız üzerinde ne kadar önemli olduğunu vurgulamaya çalıştım.
Siyasiler de hep söylemezler mi?
‘İnsanımıza dokunmak lazım!’ diye...
Peki ben bunları neden anlatmaya çalıştım?
Söyleyeyim:

*- Daha fazlasını yapamazlar

Genelde çevredekiler gibi biz de aracımızı metronun yanındaki viyadüğün altına bırakıyoruz.
Otoparkı Bornova Belediyesi’ne ait bir şirket çalıştırıyor.
Gerçekten çok iyi, saygılı, güven verici çalışanlar var.
Öyle ki, aracınızın bir noksanını bile fark ederek sizi uyarıyorlar.
Örneğin ‘Ön sağ lastiğiniz inik, ya da sol arka fren lambanız yanmıyor !’ gibi...
Dahası, ‘Aracınızın vergisini ödediniz mi?’ diyerek bile uyarı ve bilgilendirmesini yapıyorlar.
Ancak el koyamayacakları önemli bir konu var...
Birincisi; dilenciler!
İkincisi;  tinerciler!
Bunlar sülük gibi araç sahipleri ile binlerce üniversite öğrencisi ile metro yolcularından gözlerine kestirdiklerine yapışıyorlar.
Çoğunluk yüz vermiyor.
Ama çekinenler de var.
‘Çamur üzerime sıçramasın’ diyorlar...
Ya da ‘malımıza bir zarar gelmesin!’ diyerek bunlara bir iki lira vererek kendilerini sözde güven altına alıyor.

*- Bu kaçıncı?

Üç gün önce seyahat için aracımızı hazırlarken yani bazı eşyalar ve hediyelikleri koyarken, bir genç yanımıza yaklaştı.
Gözlerinden ve konuşmalarından güvenden uzaktı.
‘Eve gideceğim iki lira verir misin?’ dedi.
Çevreyi mesken eden balici  yani uyuşturucu bağımlısı bir genç olduğun düşündüm.
Zaten birkaç kez de görmüştüm.
‘Daha dün sana para vermedim mi?’ diye sordum...
Güldü....
Farkında bile değildi...
Sarılarak kendini korumaya çalıştı, sorum karşısında...
Bu arada açık olan ve eşya koyduğum bağajıma bakarak bir şeyler söyledi.
Siz olsanız ne yaparsınız?
Yine iki lira verdim, böyle insanlarımız için ayırdığım bozuk paradan...
‘Daha versene?’ deyince ‘Bunları da arkadaşlarına ver!’ diyerek yanımdan uzaklaştırmaya çalıştım.
Bu sözüm ile yalnız olmadığını, benzer konumdaki arkadaşları olduğunu bildiğimi vurgulamak istedim.
Ama yine de içim rahat değildi...
Sinirlenip kızayım mı, yoksa üzüleyim mi?
Değişik duygular içindeydim...
Bu gencimiz ve diğerleri neden bu hale düşmüş ya da düşürülmüşlerdi?
Kimin bundan bir faydası olabilirdi?
Bunların tedavi imkânı yok muydu?
Aileleri bunları okulda ya da işte mi biliyordu.
Ya da başka düşünceleri mi vardı...
Hiçbir kimse evladının bu duruma düşmesini ister miydi?
Ben ‘balici!’ diyorum ama belki de ‘hapçı!’ ya da benim bilmediğim başka bir madde bağımlısı ya da içici...
Bunu polis, doktorlar ya da konunun içinde olanlar bilir...
Polis burada ne yapabilir?
Örneğin bu çocukların ya da dilencilerin kimliklerine bakar, bilgisayar ile durumlarını merkeze sorar...
Bir iki kez bu yapılırsa, bir daha burada mesken tutamazlar...
En basitinden bu bile insanlarımızın daha güvende olmalarını sağlar...

*- Uyuşturucunun ilacı istihdam

Kadifekale'de Çelik Ailesi’nin ev ziyaret eden Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, bölgede hızla artan uyuşturucu bağımlılığıyla ilgi vatandaşların sıkıntılarını dinledi. 
Gençlerin uyuşturucu terörüne yenik düşmesinin altında yatan asıl sebebin işsizlik olduğunu dile getiren Pekdaş, sorunun çözümü için yeni iş alanlarına ihtiyaç olduğunu söyledi.
Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, yoğun çalışma temposundan arta kalan zamanlarda yaptığı çat kapı ev ziyaretlerini hız kesmeden sürdürüyor. 
Son olarak Kadifekale semtine bağlı 2. Kadriye Mahallesi’nde Çelik Ailesi’nin evine misafir olan Pekdaş, burada mahalle sakinlerinin sorunlarını ve isteklerini dinledi. 
Başkan Pekdaş’a diğer ziyaretlerde olduğu gibi bu ziyaretinde de Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Konak İlçe Kadın Kolları Başkanı Nurten Serhadbeyi ve ilçe kadın kolları yöneticileri eşlik etti. 
Başkan Pekdaş’ın mahallerine geldiğini duyan mahalle sakini kadınlar komşuları Hülya Çelik’in evine adeta akın etti. 
Çayların içilip, böreklerin yendiği ziyarette Başkan Pekdaş, altyapı, kentsel dönüşüm, pazaryeri gibi hizmetler konusunda bilgilendirme yaparken, mahalleli sakinleri de yaşadıkları sıkıntıları dile getirme fırsatı buldu. 

***-
GÜNCEL

Sınırlı sayıda kaldı

Konak Belediyesi Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi’nde 25 Şubat 2017 Cumartesi günü (bugün)  saat 13.00’de sahnelenecek olan ‘Çocuklara Cumartesi Oyunları/ Gülme Komşuna Gelir Başına’ adlı tiyatro oyununa ait sınırlı sayıdaki ücretsiz davetiyenizi gişeden temin edebilirsiniz.

*- Mahalleye gidecekler

Selçuk Belediye Tiyatrosu ‘6 gün 6 oyun’ projesine gösterilen yoğun ilgiden sonda şimdi sahnesini mahallelere taşıma kararı aldı. Çocuklar için Keloğlan ‘Çevre Dostu’ isimli oyun, yetişkinler için ise ‘Kadınlık Bizde Kalsın’ adlı oyunlarla ilçenin  mahallelerinde perde açacak olan Selçuk Belediye Tiyatrosu’nun ilk adresi Gökçealan Mahallesi olacak.

***-
GICIK

*- Serdar Köseoğlu anımsatıyor; ‘Aklın başına geldiğinde, pişman olacağın bir iyi sakın yapma!’
*- Herkes Pinokyo gibi tahtadan insan dönüşme şansı bulamadı, kimileri hep odun kaldı.
*- Çok az kişi; yolun sonuna gelmeden, yolun onu nereye götürebileceğini görebilir.
*- İsmet Atkaya bir hayat kuralını paylaşıyor: ‘Hiçbir şey için ‘Benimdir!’ deme. Sadece de ki, ‘Yanımdadır!’  Çünkü ne altın, ne toprak, ne sevgili, ne hayat, ne ölüm, ne huzur, ne de keder daima seninle kalmaz.’
*- Doç. Dr. Mehmet Erduran, ‘Dikkat edin sonunda bana gelmeyin!’ diyor, Alman Gothe gibi...
*- Herkes ‘ilk’ olmak ister, ilk aşk, ilk öpücük... Oysa ‘ilk’ geçicidir. Sahip olduğunuz hangi ilk hala sizinle? Ama hiç kimsenin istemediği ‘son!’ farklıdır.  Çünkü ondan ötesi yoktur.
*- Bu hayatta kimseyi değiştiremezsin ve kimse için de değişmemelisin.
*- Vakti gelince çözülür bütün düğümler. Sabret!
*- Unutma; insanların çıkarları değiştiğinde, zihniyetleri ve davranışları çabuk değişir.
*- Gerçek dost; sen kendine inanmayı bıraktığın anda bile sana inanmaya devam eden kişidir.
*- Bazı şarkılar, sanki ‘Sen konuşma ben meseleyi biliyorum ‘ der gibi!
*- Üzülme ve kızma hiç kimseye, yaptıklarından dolayı! Aksine teşekkür et ihanet edenlere, sadakati öğrettikleri için. Minnet duy yalancılara, doğrunun farkına varmanı sağladıkları için.
*- Sevdiklerinizin kıymetini bilin. Uyuyup da uyanamamak var. Uyanıp da bulamamak var.
*- Hayatta para ile alınamayacak en kıymetli şey, senin derdini kendi derdi gibi gören bir dosttur.
*- Yerin kulağı falan yok, milletin ağzı gevşek!

**-
*- GÜNÜN SÖZÜ: Çalışmak ibadetin yarısıdır.
**-     
*- PÜF NOKTASI: Eski havlularınızı yumuşatabilmek için, yıkadıktan sonra, bolca mutfak tuzu dökülmüş sıcak suda bir saat bekletiniz.
**-
*- GÜNLÜK BURÇ: Sizinle aynı fikirde olmayanlar sinirinizi bozabilir. Bu arada çevrenizdeki kişileri sıkıcı bulabilir ve tartışmacı bir tavır içine girebilirsiniz. Para açısından biraz şanslı olmanızla birlikte, aşırı masraf yapmaya da eğiliminiz var. Kendinizi aşırı masraflardan kaçırmanız gerekiyor. Şans rakamınız altı, renginiz ise kırmızı!

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.