ARADIĞINIZ MİLLİ TAKIMA ŞU ANDA ULAŞILAMIYOR!
Hasan Eser / Yeni Vizyon Gazetesi / Milli Takımımız Euro 2016’ya kötü başladı.
12 Haziran 2016 Pazar 19:27
ARADIĞINIZ MİLLİ TAKIMA ŞU ANDA ULAŞILAMIYOR!
Hasan Eser / Yeni Vizyon Gazetesi
Milli Takımımız Euro 2016’ya kötü başladı.
Peşinen belirtmek isterim ki; bana hiç kimse ‘top bizi sevmedi’ geyiğini yaparak şanstan bahsetmesin.
Çünkü şanslı olan taraf bizdik.
Eğer şans Hırvatistan’ın yanında olsaydı, Türkiye farklı mağlup olabilirdi.
Hırvatistan’a karşı oynadığımız maçın ilk yarısında ortaya koyduğumuz futbol, mağlubiyetin hazırlayıcısı oldu.
Modern dünya futbolunda ‘korkak futbol’ anlayışının kabul görülmediğini anlatmama gerek olamadığı kanısındayım.
Milli Takım’ı maçın ilk yarısında adeta Lucescu zihniyetinde oynatan Fatih Hoca, beni hayal kırıklığına uğrattı.
Fatih Hoca, maçın 2. yarısında hatasının farkına vardı. Oyun anlayışı ile birlikte yerinde oyuncu değişiklikleri de yaptı ama iş işten geçmiş oldu.
Belki de Arda Turan’ı oyundan alması yaptığı en doğru işti Fatih Hoca’nın…
Bu arada Arda oynadığı vasat futbol ile kendisine Barcelona’nın ilk 11’inde şans tanımayan Luis Enrique’yi haklı çıkardı.
Avrupa futbolunda duygusallığa yer yok! Sevgili Arda, Euro 2016 gibi bir vitrinde kendisini gösteremez ise nerede gösterecek?
Arda, acaba reklamlarda oynamaktan sahada oynamayı mı unuttu? Bu futboluyla Barça’nın yedeklerinde bile zor yer bulur kendisine…
Neyse o Arda’nın bileceği iş... Zira ben lafımı ortaya korum, beğenen alır gider, beğenmeyen bırakır kaçar.
Yeniden maça dönecek olursak…
Hırvatistan karşısında dar alanda kısa toplar ile ilk yarıda oyun kurmaya çalışan Türkiye, bu taktiğiyle kendi kendine pres uygulamış oldu.
Hırvatistan, Türk Milli Takım oyuncularının birbirine yakın oynamalarını iyi değerlendirdi. Bu sayede adam eksiltme konusunda sıkıntı yaşamadı.
İlk yarıda Türkiye’nin ortaya koyduğu korkak futbol anlayışı Hırvatistan’a özgüven verdi. Öyle ki ilk yarı kalesinde ciddi bir tehlike yaşamayan Hırvatistan, oyunun kontrolünü de elinde tuttu.
Fatih Hoca’nın dar alanda oyun kurma çabaları, Hırvatistan’ın sahaya daha bir rahat şekilde yayılmasına yol açtı.
Uzun toplarla Türkiye’nin orta sahasını çok rahat bir şekilde geçen Hırvatistan, yine hücumda çok kolay bir şekilde çoğaldı.
Yediği golün şoku ile birlikte demorolize olan Türkiye, geçtiğimiz akşam Rusya’nın İngiltere karşısında ortaya koyduğu soğukkanlılığı sergileyemedi.
Bu arada ilk yarıya dair yaptığım bu tespitlerden yola çıkarak, Türkiye’nin 2. Yarıda muhteşem bir futbol oynadığını düşünürseniz yanılırsınız.
Türkiye, 2. Yarıda da iyi futbol oynamadı. Sadece birinci yarıya göre daha iyi oynadı.
Tabelada 1-0 mağlup duruma düşen Türkiye, “Bir gol daha yersek, beraberlik şansımızı da zora sokarız” düşüncesine kapıldı.
Türkiye, ancak maçın son 15 dakikasında temkinli futbol yerine risk alarak oynamaya başladı ve böylece rakip sahada etkili olabildi.
Ama dersine iyi çalışan Hırvatistan, hiç telaşe kapılmadan, topuyla tüfeğiyle üzerine saldıran Türkiye’nin ataklarını organize bir şekilde bertaraf etmesini iyi bildi.
“Fatih Terim'e saygı duyuyorum ama Hırvatistan'ı durdurabileceğine inanmıyorum" diyerek, Türkiye'ye Hırvatistan karşısında şans tanımayan Beşiktaş'ın eski teknik direktörü Slaven Bilic’in aslında ne demek istediğini şimdi çok daha iyi anlayabiliyorum
Toparlamak gerekirse; sahaya siyah forma ile çıkan Türkiye, sadece formasıyla değil, vasat futboluyla da içimizi kararttı.
Bu satırları mağlup olduğumuz için yazmıyorum!
Benim ülkemin milli takımı mağlup olabilir. Hatta turnuvanın sonuncusu da olabilir. Zira oraya katılması bile büyük bir onur kaynağıdır bizim için…
Ama benim ülkemi temsil eden takım ruhsuz olmamalıdır.Son Tv reklamında Türk Milli takım formasının kutsiyetini son derece manidar ifadelerle vurgulayan Fatih Hoca’nın talebeleri taşıdıkları formanın hakkını vermelidir.
Ülke olarak son zamanlarda yaşadığımız üzücü olaylardan mütevellit, Türkiye’nin morale en çok ihtiyaç duyduğu bugünlerde orada sahaya çıkıp da elinden gelenin fazlasını yapmayana bir vatandaş olarak hakkımı helal etmem!
NOT: geçmişte Türk Milli Takımımızı dünya üçüncüsü yapan Şenol Güneş’i o dönem eleştiri yağmuruna tutan kalemlerden ricam Fatih Terim’i de değerlendirmeleri yönündedir.