BAHÇELİ: ATATÜRK, TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN ANA DİREĞİDİR.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 78. ölüm yıl dönümü dolayısıyla bir anma mesajı yayınladı.
10 Kasım 2016 Perşembe 10:56
Vefatının 78 inci seney-i devriyesinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmet, minnet ve hasretle yad ettiklerini belirten MHP Lideri Devlet Bahçeli, mesajında şu ifadelere yer verdi:
“Aziz Atatürk, Türk milletinin karanlık bir döneminden, umutsuzluğun kopkoyu sisi altından ışık huzmesi gibi parlamış; durgunluğu yaran, duraklamayı bitiren milli akıl olarak çağlamış, çağa yön vermiştir.
Elbette her fani gibi hak vaki olduğunda ruhunu teslim etse de, geride kalan muhterem emanetleri Türkiye’nin geleceğini tayin etmiştir.
Gazi Mustafa Kemal bir fikir ve aksiyon mihveri, milletine gönülden bağlı ve inanmış bir dava şuurudur.
Aynı zamanda askeri bir deha, taktik ve strateji ustasıdır.
Bu özellikleri sayesinde 1919’lu yıllardan 1922 İzmir’ine kadar kurtuluşumuzun ana çatısını ilmek ilmek dokumuş, bağımsızlığımızın hisarlarını aşama aşama inşa ve ihya etmiştir.
Gazi Mustafa Kemal tutsak ve bağımlı yaşamaya tamamen karşı, işgal ve ihanetin amansız düşmanıdır.
Gücünü milletten almış, heyecanını tarih ve ecdadımızın hatıralarında bulmuş, sabır ve tahammülünü muzaffer Türklüğün ruhundan çıkarmış bir liderlik vasfıyla hem milletimizin hem de mazlum milletlerin kalbinde taht kurmuştur.
Şurası açıktır ki, 10 Kasım bölgesel ve küresel gelişmelerin akışına yön vermiş dünya çapında bir liderin idrak ve ifadesi için eşsiz bir fırsattır.
Günümüzde liderlik anlayış ve kavrayışındaki derin bulanıklık ve karmaşaya Gazi Mustafa Kemal’i özümseyerek çareler üretmek; onun söz, mesaj ve mücadeleci hayatını örnek alarak yeni kapılar açmak mümkün olduğu kadar da gereklidir.
Şiddet ve savaş ortamında demokrasinin erdemlerine sadık kalması, milli iradenin çağrı ve taleplerine riayet etmesi Gazi Mustafa Kemal’i çağdaşlarından ayırdığı gibi günümüzdeki pek çok muadillerinin de önüne çıkarmaktadır.
O, bir milletin yüksek hedeflere ikna edilmesiyle nelerin, hangi kıvam ve derecede başarılacağını göstermiştir.
Ve o, meşruiyet içinde kalarak, herhangi bir baskı ve zulme sapmadan, milli haslet ve haysiyetle Türk milletinin doğruluşuna kılavuzluk yapmıştır.
Bu şekilde çökmüş ve çürümüş bir İmparatorluğun temellerinden güçlü, kendine güvenen, milletiyle aynı istikamete odaklanmış bir Cumhuriyet yönetimi ortaya çıkarmıştır.
Nitekim Türkiye Cumhuriyeti bölgesel hesapları boşa çıkartan, küresel oyunları bozguna uğratan muhteşem bir dirilişin milli mücadele kahramanları eliyle billurlaşan destanıdır.
Bu dirilişin manevi liderleri öncelikle ihlas pınarı büyüklerimiz, ecdadımızın hayır duaları, şehit ve şühedanın eşsiz hatıralarıdır.
Gazi Mustafa Kemal öngörü sahibi, uzak görüşlü, büyük bir vizyon ve misyon insanıdır.
Bağımsız yaşama azim ve irademizi kırmaya çalışan kirli emellere asla boyun eğmediği gibi onların dümen suyuna da girmemiş, zulme sessiz ve tepkisiz kalmamıştır.
Bu itibarla esaret altında inleyen milletlere kurtuluş feyzi ve fikri vermiştir.
Gazi Mustafa Kemal, Türk milletine kast etmek için sıraya giren muhasım odaklara karşı milletini uyarmış, milli uyanışa liderlik yapmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti onun sayesinde gıpta ve hayranlıkla izlenen bir ülke haline gelerek ateşle çevrili bir vatan coğrafyasında varlık ve birliğine sahip çıkmıştır.
Şüphesiz ki, bundan ödün verilmesi, tarihin geriye sarılması, geçmişteki ağır ve vahim günlerin tekrarı imkansız ve ihtimal dışıdır.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, milletimizin ortak ve tarihi bir değeri olmakla birlikte, Türkiye Cumhuriyeti’nin ana direğidir.
Cumhuriyetimiz kuruluş ilke ve iradesiyle yaşadığı müddetçe bu gerçek değişmeyecek, değiştirmeye de kimsenin nefesi yetmeyecektir.
Gazi Mustafa Kemal’in on yıllar öncesinden bizzat öngördüğü şekliyle, "Şahsi menfaatlerini düşmanların siyasi emelleriyle birleştirebilecek gafillerin ihanetleriyle” her zaman karşılaşılması mümkündür.
Buna karşı hazırlıklı olmak, milli birlik ve beraberliği güçlendirmek hepimizin ve herkesin en temel milli görev ve vecibesi olmalıdır.
Atatürk’ü anlamak bağımsızlığı özümsemek, emperyalizmden Mahkeme-i Kübra’da bile davacı olmak demektir.
Atatürk’ü tanımak ve tanıtmak “Ne Mutlu Türküm Diyene” seslenişine candan, kandan, ta derinlerden bağlı kalmakla eş anlamlıdır.
Bu nedenle 10 Kasım bir matem gününden ziyade, Gazi Mustafa Kemal’i daha iyi anlamlandırma imkanıdır.
Gazi Mustafa Kemal’in yaktığı meşalenin sönmemesi için sorumluluk mevkiinde bulunan her aktör, şahıs, grup ve müessesenin aklı başında, sağduyulu ve milli bir vakarla hareketi kaçınılmaz artık bir zorunluluktur.
Atatürk muazzam bir adım atmıştı, bunu tamamlayıp geleceğin ufkuna taşıyacak, bundan sonraki nesillere sağ salim devredecek olan bizleriz.
Başka ülkelerin seçim ve sandık sonuçlarıyla ülkemizin kaderinin belirlenemeyeceğini, ihtiyacımız olan milli asalet ve kuvvetin Türk asırlarında, Cumhuriyetimizi kuran asil ruhta saklı olduğunu görmekten başka seçeneğimiz yoktur.
Bu düşüncelerle, ebediyete intikalinin 78 inci yıl dönümünde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, tüm kurucu kahramanlarımıza, aziz şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet niyaz ediyorum.
Unutulmasın ki, Türkiye Cumhuriyeti milli bir eser, mukaddes bir değer, muazzez bir mirastır; mutlaka yaşayacak ve yaşatılacaktır.
Aksini iddia ederek karamsarlık, kötümserlik ve kaos aşılayanlar bir kez daha hezimet ve hüsrana uğrayacaklardır.”