BOZDAĞ, ABD GÜLEN'İ İADE ETMELİ
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, A Haber Canlı yayınında Ankara Temsilcisi Murat Akgün’ün sorularını yanıtladı.
26 Temmuz 2016 Salı 18:37
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, A Haber Canlı yayınında Ankara Temsilcisi Murat Akgün’ün sorularını yanıtladı.
FETÖ Lideri Gülen’in iadesi, darbecilerin yargılanması, İdam cezası gibi gündemdeki konulara değinen Bozdağ’ın açıklamasından başlıklar şöyle:
"Fetullahçı Terör Örgütü Elebaşı Fetullah Gülen’in, Türkiye’ye yaşattıkları artık ispata hacet olmayacak derecede ortadadır ve en son 15 Temmuz 2016'da gerçekleştirilen silahlı darbe teşebbüsü nedeniyle de, bütün dünya için de bu konu tartışmadan vareste olan bir konu haline gelmiştir. Türkiye’nin tutumu ve ABD’den Fetullah Gülen’in iadesi konusunda ortaya koyduğu irade ABD Başkanı Sayın Obama ve yetkililer bu konuyu görüşeceklerine dair bugüne kadar ki tutumlarının dışında çok farklı bir tutum ortaya koymaları Fetullah Gülen’in iadesi konusunda yeni bir sayfa açıldığını ortaya koymaktadır. Esasında gerçekleşen darbe teşebbüsü sonucunda ABD’nin Fetullah Gülen’i iade etmemesi ABD’yi de sıkıntıya sokacaktır. Kendi halkına karşıda ABD’yi sıkıntıya sokacaktır. Demokrasi ve hukuk devletine inananlar gözünde de ABD açısından da bir itibar kaybına yol açacaktır. Tabi ABD ve Türkiye arasındaki ilişkileri de sıkıntıya sokacak bir durumdur.
ABD’NİN EMPATİ YAPMASI LAZIM
Bu konuda bir empatiye mutlaka ihtiyaç var. Örneğin ABD’de ABD’nin Temsilciler Meclisi ve Senatosunu uçaklar bombalamış olsa, Beyaz Sarayı bombalamış olsa Sayın Obama’nın tatilde olduğu yere Obama ve ailesini infaz için timleri gelmiş olsa ve orayı bombalasalar, arkasından vatandaşları tanklar, zırhlı araçlar, helikopterlerle gidilmiş olsa ve vatandaşlarına hedef gözeterek veya gözetmeyerek ateş açılsa pek çok insan ölse ve yaralansa, bu işi yapanların ele başı Türkiye’de olmuş olsa ABD ile dost olan müttefik olan bir Türkiye bu olup bitenleri görmemezlikten geliyorum diyebilir mi? Dememesi lazım! Diyemezde, doğru olan bunun gereğini yapmaktır. Türkiye her zaman bunu dost ve müttefik olan ülkelere karşı yapmıştır. Daha sonrasında Cumhurbaşkanımıza suikast dâhil, yüzlerce insanın havadan bombalanması ve bu vahşi darbe teşebbüsünün planlayıcısı emir ve talimat vericisi, sevk ve idare edicisi Fetullah Gülen’dir ve onun Türkiye’deki uzantıları Fetullahçı Terör Örgütü mensuplarıdır. Dosyalar şu anda hazırlanıyor, delillerde çok net bir şekilde bunu gösteriyor.
Dört dosya gönderildi, darbe dosyası ile ilgili hazırlıklar devam ediyor. Çünkü ifadeler alınıyor deliller toplanıyor. Bunların deşifresi, analizi, tasnifi zaman alacaktır ama biz Türkiye olarak Fetullah Gülen’in geçici olarak tutuklanması ve Türkiye’ye iadesini talep ettik, dört ayrı dosyayı da gönderdik. Bunun üzerine ABD’li yetkililer Türkiye ile bu konuda iş birliğine hazır olduklarını dile getirdiler, ABD Adalet Bakanlığı yetkilileri aradılar karşılıklı görüşmeler oldu. Neden bu kadar acil olduğunu açıklamamızı istediler. Biz bunu açıklayan bir yazıda ABD yetkililerine gönderdik. Tabi ABD Başkanı Obama, Dışişleri Bakanı Kerry diğer ABD’li yetkililerin olumlu yaklaşımları yani reddetmeyen yaklaşımları ve Türkiye’nin bu konudaki taleplerini değerlendirecekleri yaklaşımları Fetullah Gülen’i tedirgin ettiği anlaşılıyor ve iade edilmemesi için ABD yönetimine karşı çağrıda bulunuyor. Bu çok net gösteriyor. Çünkü darbenin arkasında olduğu açık. Çünkü bir gün önce yaptığı bir konuşmada da darbeci subaylara ve ki
şilere de dik durun itirafçı olmayın, şöyle olmayın böyle olun diye tavsiyede bulunuyor. Gaz veriyor onlara. Tarih sizi yazacak diye gaz veriyor. Ama kendisi dikkat edin ABD’ye yalvarıyor iade etmeyin diye. Ama tarih gel seni yazsın, Türkiye’ye gel yargıya hesap ver tarih seni yazsın, sayfa sayfa paragraf paragraf yazsın. Nasıl yazacaksa yazsın. Ama kandırdığı beynini yıkadığı ve katil yaptığı, ülkesine milletine düşman ettiği bu darbecilere tarih sizi yazacak diyor, onlara dik durun itirafçı olmayın şöyle böyle yapın diye söylüyor ama öte yandan Türkiye’ye gelmemek için ABD’e yönetimine yalvarıyor ve ABD’li yetkililere yalvarıyor. Bu, onun gerçek kimliğini gerçek yüzünü göstermesi bakımından da son derece önemli. Ben buradan Fetullah Gülen’e çağrı yapıyorum buyur gel Türkiye’ye. Adil yargılamayı Türkiye yapar çünkü Türkiye bir hukuk devletidir. Fetullahçıların yaptığı yargılamalar gibi değil. Anayasaya hukuka bağlı bir vicdanla seni Türkiye’de yargılayacak adil yargılayacak hâkim vardır. Bütün dünyada bu yargılamanın ne kadar adil olduğunu görür. Ama maalesef bugüne kadar Türkiye’ye gelmemek için uğraşıyor. Türkiye’ye gelmemek için ABD yönetimine yalvarıyor öte yandan Avusturya’ya, Kanada’ya, Güney Afrika’ya, Mısır’a, başka bazı ülkelere kaçmakla ilgili çalışmalar yaptığı ile ilgili istihbari bilgiler gelmektedir. Birtakım yetkililerle görüşme vs. Biz Amerika Birleşik Devletleri Yönetimine diyoruz ki: Bir yandan Türkiye’de darbe teşebbüsünün sevk ve idarecisi olması öte yandan ortaya yeni çıkan yeni durum nedeniyle ABD’nin iade ihtimalinin güçlenmesi nedeniyle iadeden kurtulmak için başka ülkelere kaçabilme durumunun olması. Öte yandan bu açıkta durursa darbe teşebbüsünün tekrarına ilişkin planlama programlama olabilir. Oradan yönetilerek gerçeğin ve delillerin karartılması gibi başka olumsuzluklar var. Bu nedenle bunun acilen yakalanması, gözaltına alınıp tutuklanması Türkiye’ye iadesi gerekmektedir.
Şuanda gelen istihbari bilgiler. Bunlarla ilgili çalışmalar yapılıyor, teyit ediliyor. Ama böyle bir arayışın içerisinde olduğu ve böyle bir arayışları yapan kişilerin isimlerine kadar var. Buna kadar gelen bilgiler var. Bu nedenle biz Türkiye olarak diyoruz ki kaçmak için şu anda keşif yapıyor. Kendi kafasına göre belirlemiş bazı ülkeleri. İade edilemeyeceğine inandığı ülkeler veya Türkiye ile arasında adli işbirliği anlaşması olmayan ülkeleri seçerek, kendisine yer arıyor. Her an oralardan birisine kaçabilir. Bununla ilgili Mısır geçiyor, Meksika geçiyor, Kanada geçiyor, Avustralya geçiyor, Güney Afrika geçiyor.
ABD ZİYARETİ
Bir hazırlığımız var bununla ilgili, soruşturma devam ediyor. Pek çok ifade alındı, birçok delil toplanıyor, bunların analizi, tasnifi yapılıyor. Tabi bunlar zaman alacaktır. Çok fazla kamera görüntüsü var, telefon kayıtları var, orada ortak mesajlaşmalar var. Bilgisayardan çıktılar var, birçok deliller var. Toplanan bu deliller ortaya çıktığında biz tabloyu daha net göreceğiz. Ortaya çıkan vahşeti daha net göreceğiz. Bu vahşetin içerisinde olanları daha net göreceğiz. Şuanda bu fotoğrafın içerisinde Fetullah Gülen’in yeri tartışmasız. Delillerle de bunun tartışılmazlığı ortaya çıkacaktır. Zaten çok sayıda itirafçı, daha doğrusu şüpheli ifadesinde Fetullah Gülen'in ismini veriyor ve FETÖ ile ilgili olduğunu açıklıyor. En son Sayın Genelkurmay Başkanı ifadesinde darbeci subayların kendisini Fetullah Gülen'le görüştürmek istediklerinde bunu kendisinin reddettiğini ifade ediyor. Bütün bu deliller ve ifadeler ortaya çıkacaktır, ama bunların tamamının ortaya çıkması zaman alacağı için biz ilk etapta elde olan bir kısım şeylerle beraber, 4 dosyayı gönderdik. 4 dosya darbe teşebbüsüyle ilgili değil başka istinat edilen suçlarla ilgili. Darbe teşebbüsü ile ilgili çalışmalar sürüyor. Biz bu gidişimizde hem gönderdiğimiz 4 dosya nedeniyle hem de gerçekleşen darbe teşebbüsü nedeniyle iadesini ABD'li yetkilerden isteyeceğiz ve onlara neden bu konuda ısrarcı olduğumuz anlatacağız. Elimizde götürdüğümüz belgeleri onların önüne koyacağız. Onların da bize soruları olursa onları cevaplandıracağız.
ULUSLAR ARASI AF ÖRGÜTÜNE TEPKİ
Uluslar arası af örgütünün bu açıklaması gerçeğe dayanmamaktadır. Zira darbenin başarısız olmasının hemen akabinde Fetullahçı Terör Örgütü ve ona müzahir olan çevreler gözaltına alınan askerlere ve diğer darbecilere kötü muamele yapıldığına dair bir takım haberler yaymaya başladılar. Ben çok net ifade ediyorum. Gözaltına alınan kişiler gözaltına alındıktan sonra sağlık kontrolünden geçiriliyorlar. Ondan sonra durumu tespit ediliyor. Elinde, yüzünde, ayağında vücudunun her hangi bir yerinde yara bere var mı? Tespit ediliyor. Ayrıca bir hastalığı var mı o da tespit ediliyor. Ondan sonra gözaltına alınıyor. Gözaltından çıkarken yine raporla durumu tespit ediliyor ki; bu tür işkence kötü muamele iddiaları olduğu zaman devletinde buna bir cevabı olsun. Bir defa bu raporlar açık net ortada ve bunların hiç birisi o iddiaları doğrulamıyor aksine yalanlıyor. Peki, ne oldu? O gün baktığımızda tankların üzerine çıkan halk var. Vatandaşlar var. Pek çok darbeci askeri vatandaş teslim aldı. Hatta bazı yerlerde vatandaş onlarla didişti onlarla kavga etti. O sırada vatandaşla olan muameleler sırasında, vatandaşın işi engelleme sırasında bazı şeyler olduğu gözüküyor. Bu fotoğraflarda da gözüküyor. Gözaltında değil. Darbecilerin teslim alınması sırasında vatandaşlar ile ilgili. İşte Akın Öztürk ile alakalı onun helikopterinin vurulması yukardan inişe zorlanması atış yapılıyor. Havaalanı Akıncı Üssü kontrol altında o zaman iniş sırasında bir yaralanma. Yüzündeki kulağındaki yaralanma kesinlikle bununla alakalı. Sanki Akın Öztürk'e kötü muamele yapılıyor, işkence yapılmış gibi yansıtmaya çalışıyorlar. Ve bir takım iftiralar yayılıyor. Herhangi bir şey verilmiyor. Tecavüzler yapıldı deniyor. Kime yapılmış o zaman isimler verilmesi lazım.
Terör örgütlerinin özellikle bu Fetullahçı Terör Örgütünün darbe sürecinde olup başarısızlığın ortaya çıkması bundan sonra Türkiye’nin lehine oluşan bütün algıyı aleyhe çevirmek için maalesef pek çok iftirayı yayınlanıyor, alakasız fotoğraflar yayınlanıyor ve gözaltında olmayan işler yayınlanıyor. Pek çok fotoğraf var gözaltında olan değil gözaltı için yakalandığı zamanki fotoğraflar, yakalandığı zaman kameralar ortada çekiyor, nerede yakalanmış, yakalanırken çatışma olmuş mu? Karşılıklı fiziki temas olmuş mu? Orada Halk ile de çatışma olmuş, halk şehit olmuş, halkla da fiziki temas olmuş bazı yerlerde halk bizzat müdahale etmiş dolayısıyla, yakalanmadan önceki hadiseleri gözaltındaymış gibi göstermek son derece yanlıştır.
Akıncı Hava Üstü'nden helikopterle kalkmak istediği sırada, Akıncı Hava Üssü darbe karşıtı, TSK’mızın emrindeki uçaklarla gözetim altında. Onlar oradan kalkmak istediği zaman oradan yukardan ateş edildiğinde o iniş yapmak durumunda kalıyor oradan kimse çıkmayacak diye talimat verildi o yüzden orada herkes durdu, kalkış olmadı. Sadece uçakların pisti bombalandı, uçaklar kalkamıyor, helikopterlerinde kalkışına izin vermiyor, iniş yapmak durumunda ve o sırada yaralanma meydana geliyor. Gözaltıyla bir kötü muameleyle bir alakası yoktur. Akın Öztürk’ün ifadesinde soruldu mu bilmiyorum! Ama ifadesinde veya kendisine sorulduğunda bunun nereden kaynaklandığını da kendiside zaten ifade edecektir. Bu durum gözaltına alınmadan önceki durumdur, gözaltına alındıktan sonra oralar bir takım sağlık nedeniyle müdahaleler yapılmıştır, bu işkence olarak kabul ediliyorsa bu ayrı bir şey.
YENİ MAHKEME SALONLARI İNŞA EDİLMESİ
Cezaevleriyle ilgili şu anda bulundukları yerlerdeki cezaevlerine konuluyorlar, bunlar sadece Ankara’da değil İstanbul ve başka illerde de var. Yüksek güvenlikli F tipi cezaevleri var. Şimdi F tipi bir darbemiz oldu ama bizim daha öncede F tipi yüksek güvenlikli cezaevlerimiz var. Buralarda tutuklular bulunuyor, sığmayan yerlerde yine güvenlik önlemleri alınmak kaydıyla bunlara uygun cezaevleri var buralarda tutuluyorlar. Bunlarla ilgili her türlü güvenlik tedbiri alınmış durumda. Güvenlikle ilgili herhangi bir sıkıntı söz konusu değil, sağlıkla ilgili herhangi bir sıkıntı söz konusu değil, bundan sonraki süreçte de CTE Genel Müdürlüğümüz, bunlarla ilgili her konuyu diğer tutuklu ve hükümlülerle ilgili nasıl takip ediyorsa titizlikle aynen takip edecektir. Yargılama konusuna gelince, çok sayıda göz altı var tutuklama var bundan sonrada ortaya çıkanlar olacaktır ve bu dava soruşturma Cumhuriyet tarihinin en büyük soruşturması ve davası olarak görünüyor. Sayı ve yer yönleri itibariyle bunların tek bir yerde yapılması doğru dürüst yargılamanın yapılmaması anlamına gelir. Binlerce kişinin sanık olduğu bunların avukatları yakınları, tanıkları, bilirkişiler ve izleyiciler baktığınız zaman bir yerde sağlıklı bir yargılama yapmanın imkânı görünmüyor. O nedenle bu dosyaların tek bir yerde davaya dönüştürülmesi sağlıklı gelmiyor. Buna savcılar karar verecektir, yargı karar verecektir ama Fetullahçı terör örgütünün tek bir eylemi olarak bir yerde birleştirilmesi yerine bunların ayrı ayrı yerlerde yapılmasını tercih edebilir ki doğru olanda budur. Bugün PKK terör örgütü Türkiye’nin her yerinde eylem yapıyor ama her yerde yargılama yapılabiliyor. Genel olarak da suçun işlendiği yerde yargılama yapılması uygun görülüyor. İrtibat nedeniyle de bunların birleştirilmesine karar verme imkânı da var bunu savcılar ve mahkemeler değerlendirecek buna karar verecektir. Ankara, İstanbul gibi yerlerde bunları alacak duruşma salonumuz şu anda Ankara’da yok, İstanbul’da Silivri’de bir salon var ona da tekrar bakıyoruz yeter mi yetmez mi diye. Ankara Sincan’da büyük bir duruşma salonu inşa ediyoruz, İnşaatı başlattık müteahhit firma pazartesi itibariyle sözleşmesini imzaladı.
4-5 ay içerisinde orada yargılamanın sağlıklı bir biçimde yapılabileceği duruşma salonu yapılacaktır. Bu büyük davanın sanıklarını ve avukatlarını gelenlerin bulunabileceği rahat bir imkân sağlayacak şekilde Sincan sınırları içerisinde bir duruşma salonu inşası başladı.
ADİL ÖKSÜZ
Bir defa serbest bırakma kararı veren hâkimlerle ilgili HSYK bir inceleme başlattı. Çünkü bu normal bir durum olarak değerlendirilmiyor. Onla ilgili süreç devam ediyor. Oradan ne çıkacak o HSYK’nın takdiri. Bir kişi olarak, hukukçu olarak Adalet Bakanı olarak olayın oluş şekline baktığımda orada çok büyük sorular var benim kafamda. Darbe teşebbüsü oluyor ve Bütün Türkiye Darbe teşebbüsünün merkez üssünün Kazan'daki Akıncı Üssü olduğunu konuşuyor. O gece halk sokakta ve oradan uçaklar kalkıyor ve orayı daha sonra sabaha karşı artık darbeye karşı olan hükümetin emrinde olan vatansever Silahlı Kuvvetler mensupları havadan bombalamaya başlıyor. Siz onun olduğu yerde bulunuyorsunuz Ankaralı da değilsiniz. Ankara'da da işiniz de yok. Sakarya Üniversitesi'nde hocasınız ama tam o sırada orada bulunuyorsunuz. Şimdi soruyorlar ne diye buradasın? İşte burada akrabaları olduğunu söylüyor, arsa bakmak için geldiğini ifade ediyor. Arsa bakmak için geldiysen ne işin var senin orada? Git evinde otur veya başka birşey yap. O da yok. Veya akrabaları dediği kişilere soruyor kolluk, akrabaları yok orada komşuları da diyorlar ki bunlar yazın burada kalmazlar, yazın giderler kışın gelirler diye ifade ediyorlar, dolayısıyla burada çok büyük şüphe var çok net. O nedenle bunun gözaltına alındıktan sonra tutuklanmaması benim kafamda da büyük soru işaretleri uyandırmıştır. Şu anda aranıyor. Ben eminim ki o da saklandığı yerde yakalanacaktır. Mutlaka yargının önüne getirilecektir. Benim kanaatimde darbenin içerisindeki beyinlerden birisidir. Sivil ayaklardan birisidir diye düşünüyorum. Ama bunun bütün boyutlarının ortaya çıktıktan sonra delilleri ile beraber göreceğiz.
İDAM CEZASI
Bizim Anayasamızda suç ve cezaların geriye yürümeyeceğine ilişkin hüküm var. Tabi evrensel hukukunda bu yönde kuralı var. Yine bizim Anayasamızda genel müsadere ve idam cezası verilmeyeceğine dair açık hüküm var. Bu açık hükümler karşısında Türkiye'nin idam cezası getirmesi için mutlaka Anayasa'yı değiştirmesi gerekmektedir. Darbe teşebbüsünden sonra meydana inan halk, evlatlarını şehit veren vatandaşlarımızın her biri hangi görüşten olursa olsun idam cezasının geri getirilmesini istiyor. Sayın Cumhurbaşkanımızdan bunu istiyor, Sayın Başbakanımızdan bunu istiyor, bizlerden bunu istiyor, medyadan, meclisten herkesten idam cezasının geri getirilmesini istiyor. Sayın Cumhurbaşkanımız eğer Meclis idam cezasını geri getiren bir düzenleme yapar ve önüme gelirse ben bunu imzalarım dedi. Sayın Başbakanımız ben halktan gelen bu talebe ben kulağımı tıkayamam dedi. Siyasi partilerin genel başkanıyla bu konuyu konuşacağını ifade etti. O nedenle bu konu şuanda değerlendirilme masasında. Müzakere ediliyor. Çünkü AK Parti'nin bunu tek başına getirebilme imkânı yok. Çünkü bunun için diğer partilerle uzlaşmaya ihtiyacı var. Bu konuşulacaktır ama ne olacak sonucu bu konuşmalar neticesine göre alacağız. AK Parti olarak biz bu konuyu değerlendireceğimizi ve siyasi partilerle görüşeceğimizi Başbakanımızın ağzından ifade ettik.
İdam cezasıyla ilgili tüm soruların tamamının cevabını vermemiz mümkün değil. Elbette bu müzakere edildikten sonra ortaya çıkacaktır. Yani belli suçlarla ilgili ve sınırlı gelse bile, belli suçlarla ilgili ve sınırlı olacağında şüphe yok. Belli suçlarla ilgili ve sınırlı olacağında şüphe yok. Ama bunlarla ilgili bir süreç var bu süreçle ilgili değerlendirmeleri biz kendi içimizde konuşuyoruz ama bunun diğer muhatap siyasi partilerle konuşulması ve sonrasında karar bağlanması gerekiyor. Bunların hepsi yapılmadı. Bunlar yapıldıktan sonra bu konudaki son durum ortaya çıkacaktır. Şimdiden benim şunlar olacak bunlar olacak diye değerlendirme yapmam yanlış olur.
3 BÜYÜK PARTİ GENEL BAŞKANININ CUMHURBAŞKANINA ZİYARETİ
15 Temmuz 2016 darbe girişiminin en önemli sonuçlarından birisi halkımızın darbeye hayır demokrasiye evet noktasındaki ittifakıdır. Gerçekten partiler arasındaki atışmayı rekabeti tartışmayı didişmeyi bir taraf iten bir siyaset anlayışı ortaya çıktığı gibi görüş farkı ne olursa olsun bütün vatandaşlarımızı demokrasi etrafında birleştirmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızla külliyede siyasi genel başkanların da bir araya gelmiş olması da fevkalade önemlidir. Siyaset demokrasiyi güçlendirme, milli iradeyi tahkim etme hukuk devletine sahip çıkma noktasında ittifak halindedir. İnşallah bu ittifak yeni anayasa yapımını da sonuçlandırır. Dileğimiz arzumuz o. Dünkü fotoğrafta ve o fotoğraf sonrası ortaya çıkan açıklamalarda yeni anayasa konusunda elbette olumlu açıklamalar yapıldı ama muhtevası konusunda tartışmalar mutlaka partilerin görüşleri, belli konularda farklı. Şimdi oralara girmek doğru görmüyorum şu aşamada. Çünkü konumuz gündemimiz farklı bir noktaya gitsin istemem. Bu olumlu bir gelişme inşallah netice verir. Sayın Başbakan henüz bir görevlendirme yapmadı. Onun yaptığı görevlendirmeler çerçevesinde adımlar atılacak. Anayasanın tamamen yenilenmesi mi olur yoksa anayasa da bu darbe teşebbüsüyle alakalı bazı konularda değişiklik yapılması mı olur, yoksa anayasa içerisinde demokratikleşme adını alan bir adım mı olur bütün bunlar ancak partilerle müzakere etmek suretiyle ortaya çıkacaktır. Orada bir iyi niyet ortaya çıkmıştır. Bu konuya olumlu bir yaklaşım çıkmıştır. Bizim bu iyi niyeti olumlu yaklaşımı somuta dönüştürmek için çalışmalar yapılacak.
Şimdi bu tartışmaları yapmak bu aşamada doğru görmediğimi ifade ettim. Yani şu anda Türkiye bir darbe teşebbüsünü yaşamış durumda, bu teşebbüsün artçılarının olma ihtimalini ortadan kaldırmak için bir gayret var. Türkiye de yeniden darbe yapılmaması için neler yapılması gerektiğini herkes konuşuyor bence ana gündemi biz burada tutup üzerinde yoğunlaşmamız da fayda var. Şu anda nedir darbe konusundaki en büyük tehdit TSK ve Türk kamu yönetimi içerisinde çöreklenmiş Fetullahçı Terör Örgütü mensuplarının bundan sonra benzer bir harekete kalkışabilme ihtimalleri veya başkaca unsurların devlet yapısı içerisinde belli bir zaman içerisinde yeniden darbe teşebbüsüne niyetlenme ve kakışma ihtimali. Onun için bu ihtimalleri ortadan kaldırmak bir daha kimsenin böyle bir niyetle yola çıkmasına imkân vermeyecek adımlar atması gerekiyor. Şu anda onun üzerinde duruyoruz. Kanun hükmünde kararnameler bu maksatla Atılıyor Askeri Yüksek Mahkeme İdaresi, Askeri Yargıtay, Anayasa Konusu, Askeri Yargı ki şu son olaylarda gördük ki askeri yargı içerisindeki pek çok hâkim ve savcı bu darbe teşebbüsünün içerisinde yer aldı, görev aldı, rol aldı. Ve orada da çok ciddi bir sorun var. Onun için Türkiye de siyasi partiler Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek Mahkeme İdaresinin kaldırılması konusunda ittifak halinde. Sadece bugün değil geçmişte de öyle seçim beyannamelerine baktığımızda MHP’de de CHP’de de böyle bir açıklama var. AK Parti'de de var. Dolayısıyla askeri yargının bu süreçte yeniden incelenmesi ve değerlendirilmesi ve demokratik bir hukuk devletinde olması gerektiği gibi tanzim edilmesi son derece önemlidir.
YAKALANAN FETÖCÜLERİN ÜZERİNDEN ÇIKAN 1 DOLARLAR
Şu anda bunu inceliyorlar 1 dolarlar çıkıyor o dolarların üzerinde bir takım harfler var bir kısmının üzerinde f harfi var onlar f serisinde, bazılarının üzerinde başka harfler var. Bunların okunmuş dolarlar olduğu söyleniyor. Din böyle şeylere izin vermiyor ama onların anlayışına göre bununun ne olduğu esasında delillerin incelenmesi sırasında ortaya çıkacaktır. Çünkü, savcılar soruşturma sırasında bu nedir diye soruyorlar, neden bunları taşıdığını soruyorlar, paradan kimse şüphelenmez ama Fetullahçı Terör Örgütü içerisindeki pozisyonunun gösteren bir kimlik mi yoksa bu darbe teşebbüsü sırasında gaz vermek için mi bu dolarları onlara gönderdi, onları motive etmek için mi gönderdi. Çünkü videodan yaptığı konuşmalarda sürekli kendisine bağlı olanları tahrik eden, motive eden, onlara gaz veren açıklamalar yapıyor bu maksatla mı oldu, bütün bunların hepsi esasında soruşturmada ortaya çıkacaktır, şu anda kesin bir şey söylemenin imkanı yok bana gelen bazı kesin bilgiler var ama aksi bilgilerde ortaya çıkabilir. Onun için şu anda o bilgiyi de paylaşmak istemem. Soruşturma sonucundan bu net olarak ortaya çıkacaktır ama Fetullahçı Terör Örgütü içerisinde 1 doların önemli fonksiyonu olduğundan da şüphe yok.
BAŞSAVCILIĞA İRFAN FİDANIN GETİRİLMESİ
Hadi Salihoğlu başsavcımız gerçekten başarılı bir başsavcı iyi bir hukukçu İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı olarak atandığı günden beri İstanbullulara ve milletimize layıkıyla hizmet etmiştir onun için ben Hadi Salihoğlu’na bugüne kadar yaptığı hizmetlerden dolayı teşekkür ediyorum. HSYK Birinci Dairesi bugün orada yeni bir başsavcı ataması yaptı ve İlhan Fidan Bey yeni başsavcı oldu ona da buradan başarılar diliyorum. İlhan Fidan Bey zaten İstanbul Cumhuriyet başsavcı vekiliydi orada çalışıyor ve oda başarılı bir hukukçu onunda başarılı olacağına inanıyorum. Bunun altında herhangi bir şey aramaya gerek yok HSYK birinci dairesinin takdiridir. Her ikisi içinde hayırlı olmasını diliyorum.
HÂKİMLERİN TARAFSIZLIĞI
İzniniz olursa tutukluluk rakamlarının üzerinde durmak istemiyorum çünkü buradaki ana amacı kayıp ettiriyor. Türk yargısının bağımsız ve tarafsız bir yargıya dönüşmesi için büyük bir ihtiyaç bu, hepimiz ne diyoruz “Hâkim emindir güvenilirdir. Mecellede de bu var”. Şimdi düşünün bir hâkim mensup olduğu örgütün talimatları doğrultusunda dosyaya bakıp karar veriyorsa Hâkim eminlik vasfını taşıyabilir mi? Hakimler için en önemli özellik tarafsızlıktır. Herkes tarafsız bir hâkim tarafından dosyasının okunup yargılamasının yapılmasını ister. Herkes tarafsız olduğuna inandığı bir Cumhuriyet savcısı tarafından dosyaların soruşturmaların yapılmasını ister. Şu anda Türkiye’de gerçekleşen bu darbe teşebbüsünden sonra herhangi bir vatandaş yargıda Fetullahçı Terör Örgütünün mensubu olduğunu bildiği bir hâkime savcıya güvenip ona verdiği karara itimat edebilir mi? Yargıya güveni biz ayakta tutabilir miyiz? Anayasa Mahkemesinde diyelim iki üye gözaltına alındı tutuklandı. Şimdi herkes buna dair bir kanaat sahibi. Yarın yüksek yargıda da, İlk derece mahkemelerinde de aynı şey, yargının kendi içinde kimin ne olduğunu bildiği gibi küçük yer, Ankara'da herkes bilmeyebilir, Ankara büyük bir şehir Milyonlarca vatandaş var. Ama bir ilçede 50 bin kişi var. Herkes kimin ne olduğunu biliyor, onun için yargıya güveni yeniden tesis etmek, halkın güvenini tesis etmek, yargı görevi yapanların düşünce ideoloji veya başka şeylerin esareti altında bu işi yapamayacağını göstermek yargının görevi yapanların eminlik vasfını korumak tarafsızlığını korumak esasında yargıyı Fetullah Gülen’in yargısı olmaktan çıkarmak için attığımız tarihi adımdır. Şimdi Türk yargısı Millet adına karar veriyor, Millet adına yargılama yapıyor. Ama geldiğimiz noktada görüyoruz ki Fetullah Gülenle ilgili irtibatı ve ona olan inancıyla ilgili Anayasayı yasaları her şeyi çiğneyecek ve bunu yaptığı zaman yanlış yapmadığını düşünecek, hatta kendisini cennete götürecek büyük bir iş yaptığına inanacak bir yargı mensubunun tarafsız bağımsız bir yargı mensubu olduğunu söyleyebilir miyiz? Bütün bu gerçekleşen durumdan sonra Türkiye’nin kendi yargısını milletin yargısına dönüştürmek için adım atmamak için elbette beklenemez. Yargımızın bağımsızlığını tahkim etmek tarafsızlığını yitirmiş hâkimlik savcılık mesleğinin vakar ve onurunu taşımayan ve meslekte kalması uygun olmayan kişilerle ilgili elbette HSYK, meclis elbette gereğini yapar, yapması da lazım. Aksi takdirde yargıya güveni tesis edemeyiz. Ben yarıya dönük adımların yargıya güveni korumak, yargıya güveni yeniden tesis etmek ve tarafsızlığını yitirdiğine daire herkes de kabul bulunan kişilerle ilgili işlemleri yapmak, Bu FETÖ üyelerinin hem askeriyede hem de yargıda hem de başka yerlerde ortaya koyduğu olumsuzlukların milletimize ve devletimize ödettiği fatura ortada ve bundan sonra başkaca faturalar ödenmemesi için, hukuk devletimizi korumak için, demokrasimizi korumak için atılmış adımlardır. Bunun sonucunu elbette göreceğiz. Ama bu yargımızı güçlendirecek adımdır.
ANKARA'YI BOMBALAYAN PİLOTLARIN SON DURUMU
Şuanda epey gözaltı var. Gözaltına alınanlardan bir kısmı Diyarbakır'dan kalkan uçakları kullan pilotlar. Uçakların bir kısmı İncirlik'ten kalkıyor ve bu durumla ilgili de çok sayıda gözaltılar var, tutuklamalar var. Şuanda gözaltı ve tutuklamalar devam ediyor ifadeler alınıyor ama henüz bir detay verme durumunda değilim.