22 Kasım 2024
  • İzmir21°C
  • Manisa20°C
  • Aydın23°C
  • Afyon16°C
  • Balıkesir21°C
  • Bursa19°C
  • Çanakkale20°C
  • Muğla18°C

CEVABINI BULAMADIĞIM SORULAR? (1)

Erol MARAŞLI

23 Ağustos 2016 Salı 15:10

CEVABINI BULAMADIĞIM SORULAR?  (1)

Erol Maraşlı / Yeni Vizyon Gazetesi

Gerçekten aşağıdaki soruların cevabını aradım bulamadım: sizler biliyorsanız, söyleyin ki, öğreneyim…

BİRİNCİ SORU: Yıl 2007.  Dünkü vilayetimiz ve kardeş ülke Suriye ile ilişkilerimiz çok iyi idi.  O zamanlarda Suriye ile çok iyi ilişkiler kuran sayın cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan,   Aziz Yıldrım'dan rica ederek Fenerbahçe'yi Halep Olimpiyat Stadı'nın açılış organizasyonunda görevlendirmiş ve Halep stadında Al İttihad-Fenerbahçe futbol karşılaşmasını, Türkiye’den giden  bir çok vatandaşımızla birlikte Suriye’nin lideri Beşşar Esad ve şimdiki cumhurbaşkanımız/ o zamanlar başbakandı/ Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve iki liderin eşleri de stadyumun tribününden izlediler..

14.10.2009 tarihinde, yani 6 yıl önce Türkiye-Suriye Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi 1. Bakanlar Kurulu toplantısı  yapıldı.   Dışişleri Bakanı Davutoğlu, bugünün iki ülke için tarihi bir dönüm olduğunu belirterek “ Bundan sonra artık Türkiye ve Suriye’nin kaderi, tarihi ve geleceği ortak olarak aynı yolda yürümeye devam edecek. El elde yürüyeceğiz bu yolda ve bölgemizi tekrar yükselen bir medeniyet merkezi yapmak için hep beraber çalışacağız"                       

 İç İşleri Bakanı Beşir Atalay ise, Suriye tarafının hem bilgi alış verişi hem de terör unsurlarına dönük işbirliğinde Türkiye'ye yardımcı olduğunu belirterek, Suriye'nin 2003 yılından bu yana/2009 yılı/ Türkiye'ye iade ettiği terör örgütü mensubu sayısının 122 olduğunu, bunların 77'sinin PKK terör örgütü mensubu bulunduğunu bildirmişti. Bakan Atalay'ın Suriyeli mevkidaşı da terörle mücadelede Türkiye ile sürekli işbirliği kanalları bulunduğunu, düzenli şekilde bilgi alış verişinde bulunduklarını kaydetti.

 Suriye'nin yatırım cazibesi günden güne artıyor, 2002’ye kadar 750 milyon dolar seviyelerinde olan ve daima ülkemizin açık verdiği dış ticaret, bu tarihten itibaren Türkiye lehine artışa geçiyor ve 2009 yılında 2 milyar doları aşarak, karşılıklı ticaretin, önümüzdeki 3 yılda yıllık 5 milyar dolara ulaştırılması amaçlanıyordu. Suriyeli İş adamları Türkiye’de, Türk işadamları da Suriye de yatırım yapmaya davet ediliyorlardı.. Özellikle sınır ticareti de alabildiğine genişlemiş, Türk şoförler’i Suriye’ye mal taşımaktan yorgun düşüyorlardı…

Suriye ile nasıl kanlı bıçaklı olduk da Ortadoğu bataklığına düşmüş olduk? Ülkemize terörü ithal etme becerisini gösterebildik?

SORU İKİ: Kafanızı rakamlara ve coğrafyaya mahkum etmemek için sadece ülke adı söyleyerek kısa keseceğim. Araştırmasını siz yapın1 Komşumuz İran, Ticaret hacmimiz en yüksek ülkelerden birisi olan Rusya, /ki belki de ileride Şengay İşbirliği Teşkilatında beraber olacağımız/ ile aramız niçin bozuldu? Neleri kaybettik?

SORU ÜÇ: Mısır; Osmanlının toprağı idi bir zamanlar… Dostumuz, kardeşimizdi. 2012 yılında ticaret hacmimiz 5 milyar doları aşmıştı… 3 milyar 680 milyon dolarlık ihracatımız, 1 milyar 342. Milyon dolarlık ithalatımız vardı.  Sadece turizm gelirimizde 2,5 milyar dolar kaybımız olduğunu söylersek neleri kaybettiğimizi anlarsınız herhalde.

Büyük Ortadoğu Projesi/BOP  ile yeni haritalar çizilip yeni yönetimler oluşturulurken Mısır’da halk oyu ile seçilen Muhammed Mürsî Îsa el-Eyyat güya bir halk devrimi/   buna rahatlıkla  bir USA damgası vurabilirsiniz/ ile devrildi. Ondan sonra Mısır ile ilişkilerimiz neden koptu? Bir Mürsi için bu bedeli ödemeye değermiydi?

Bu sorularımın cevabını eski başbakanımız Prof. Dr. Sayın Ahmet Davutoğlu Hoca’nın “Stratejik Derinlik” kitabında bulamadım.

Dediğim gibi siz biliyorsanız; bizlere de anlatın!

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.