24 Kasım 2024
  • İzmir7°C
  • Manisa7°C
  • Aydın8°C
  • Afyon-3°C
  • Balıkesir4°C
  • Bursa4°C
  • Çanakkale2°C
  • Muğla5°C

POLİSE FUAR DA, OTOBÜS DE YASAKLANMIŞTI

Yaşar Eyice

10 Aralık 2016 Cumartesi 21:30

POLİSE FUAR DA, OTOBÜS DE YASAKLANMIŞTI

Yaşar EYİCE / Yeni Vizyon Gazetesi

Emniyete bu yapılır mı?

Belirli kişi ya da bazı meslek odalarının dışında hepimizin kilitlendiği neredeyse ayağa kalkıp tempo halinde alkış tutacağımız bir söz var...
İzmir Körfezi’ne yapılacak geçiş...
Dikkat ederseniz köprü ya da tünel demiyorum:
İzmir Körfezi’nden geçiş projesi, daha da doğrusu sözünden bahsediyorum.
Çeşiti söylentiler var...
Çeşitli açıklamalar da dinledik...
Önce Antalya’da Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Rus ve Amerikalılar dahil birçok ülkenin Başkanı ile Başbakanına açıkladı:
‘İzmir Körfezi Geçiş Köprüsü yapılıyor...’ dedi.
Aynı konuşmasında;  Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile Osmangazi Köprüsü ile İzmir- İstanbul otoyolunu anlattı.
Yani Büyük Türkiye’nin Büyük ihalelerini belirtti.
Gücümüzü anlattı.
Kayıtlara bakılırsa görülür.
Ve bu konuşmasından yararlanarak yine ilk kez biz, ‘İzmir Körfez Köprüsü yapılacak!’ demiştik.
Sonra ‘Tüp geçit!’  ortaya çıktı...
Hatta İzmir Milletvekili Başbakan Binali Yıldırım, ‘Halkın isteğine göre karar vereceğiz!’ açıklamasını yaptı.
Bu arada ortaya İnciraltı 2. Nesil Arsa Sahipleri Platformu çıktı...
Başkanı Tayfun Karabulut ve Platform üyeleri tüm partiler ile sivil toplum örgütlerini gezdiler, haklı isteklerini belirttiler ve büyük destek aldılar.
İddia edebilir ve söyleyebilirim; yine ilk kez kendilerini biz yürekten destekledik.
Arkadan diğerleri geldi...
Hatta üç gün önce arsa simsarlarının ve rantçıların hedefi durumunda olan İnciraltı için bir anlamlı destek de Milliyetçi Hareket Partisi İzmir İl Başkanı Necat Karataş’tan geldi.
İnciraltı 2. Nesil Arsa Sahipleri Platformu Başkanı Tayfun Karabulut ve Platform Üyesi İlknur Girgin AKP ve CHP’nin uzlaştığı konularda destek bulmak için MHP İzmir il başkanlığını ziyaret etti.
Ziyarete İnciraltı Platformuna her şartta destek olan MHP Narlıdere İlçe Başkanı Av. Ülkü Doğan’da katıldı.
İnciraltı’nın geleceği konusunda fikirlerini ve gelinen son noktada yapılanları paylaşan platform başkanı Tayfun Karabulut, ‘MHP’nin Türkiye, MHP İzmir il teşkilatının da İzmir için ne kadar önemli ve de hassas olduğunu biliyoruz. Bu konuda geçmişten bu yana yanımızda olan başta il başkanı Necat Karataş’a ve tüm teşkilatına teşekkür ederiz.’ dedi.
Konunun Ankara’daki en önemli takipçilerinden birinin de eski bakanlardan Kenan Tanrıkulu olduğunu biliyoruz.

*- Geçiş yasaklandı

Bunları neden anımsattım:
Büyük törenlerle hizmete giren Yavuz Sultan Selim ve Osmangazi Köprüsü Emniyet'e pahalı geldi.
İstanbul Emniyeti, bünyesindeki araçlara Yavuz Sultan Selim ve Osmangazi köprülerinden geçişi yasakladı.
Emniyet Müdür Yardımcısı Seylan Demir,  emniyetin bütün şubelerine gönderdiği yazıda, ‘Yavuz Sultan Selim ve Osmangazi köprülerini kullanmak isteyen araçlarımızın alternatif yolları kullanmaları gerekmektedir. Yapılan geçişlerin ücreti ve cezaları bütçemizden ödenmeyecektir’ dendi.

*- Firma ‘Para’ diyor...

Bir emniyet yetkilisi, yasağa, söz konusu tarihe kadar iki köprüyü ücretsiz kullanabilen makam araçlarının da dahil olduğunu, iki köprüyü inşa
edip işleten şirketlerin, polis araçlarının da ücret ödemesi yönündeki talebi üzerine bu kararın alındığını kaydetti.
Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nde geçiş ücreti 9.90 TL ila 49.3 TL arasında değişiyor.
Osmangazi Köprüsü’nden geçiş içinse 88.75 TL ödeniyor.

*- Önerimi anımsatıyorum

Bu arada yine bir anımsatma yapayım:
İzmir’den özel olarak gitmiş ve test sürüşleri yapmıştım.
Saat ve akaryakıt durumlarını anlatmıştım.
Son olarak bir ay kadar önce yine parasını ödeyerek köprüden geçerken izlenimlerimi paylaşmış ve bakanlığa şu öneriyi getirmiştim:
‘Geçiş ücreti yarıya kadar indirilirse yararlanan araç sayısı üç hatta en az dört misli artar. Hazinenin kaybı azalır. Çünkü günlük kazanç artacak, yapımcı müteahhit firmelarla yapılan anlaşma sonucu, kendilerine çok daha az ödeme yapılacaktır.’
Örnek olarak da İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni gösterebiliriz.
Uzmanlar, bilirkişiler Başkan Aziz Kocoğlu’nun ‘Bir biletle toplu ulaşım araçlarından yararlanma süresini 90 dakikaya çıkarma isteğine’ karşı gelmişlerdi.
Ancak bir noktayı hesaplamamışlardı:
Birincisi Aziz Kocaoğlu’nun piyasadan geldiğini, ayrıca işletmeci ve iktisatçı olduğunu...
Yani politikacılığı ya da siyasetçiliği bu özelliklerinden sonraya geliyordu.
Birçok bürokratın ‘Aman ha sonunda hapis var!’ diyerek aldattığını, kandırdığını biliyoruz.
Hatta bu konulara da zaman zaman giriyor, özellikle imar konularında ‘Aman dikkat, her söylenene inanmayın!’ diyorum....
Vatandaşın kapılardan döndürüldüğünü, ama kapı dışında bazı kişilerin de ‘Adamını buluruz!’ diyerek vatandaşı nasıl dolandırdıklarını da...


*- Parayı zaten devlet ödüyor...

Aklım almıyor!
Bir müteahhit firma, devlet adına yaptığı yoldan, parasını son kuruşuna kadar almasına rağmen, nasıl oluyor da buradan devletin aracını geçirmez, ya da ‘Parayı veren düdüğü çalar!’ diyebilir.
Acaba bunların demokrasiden tutun da hürriyete kadar devlet anlayışı bu mudur?
Parayı vermeden hiçbir şey olmaz!
Özel park yeri için kuralı anlarım da devlet karayolundan geçişte anlamakta zorluk çekiyorum.
Birincisi sağlıktan yani cankurtaranlardan, ikincisi emniyetten bu paranın istenmesini hukuken belki kabul ama vicdanen rahatsız buluyorum.
Ama bu normal düşünce...
Bir de madalyonun tersi var, acaba bu mu ‘yeter!’ dedirten ve karşılığını isteten düşünce?
Biliyorsunuz biz ‘Vur deyince öldür!’ anlayan bir milletiz...
Ya da ‘Bedava sirke baldan tatlıdır!’ diyenleriz...
Ne müdürler var!
Hatta onların şoförleri...
Sırf zevk olsun diye köprü üzerinde tur atanlar...
Bunlar yüzünden bu içimizi burkan karar alınmış olamaz mı?
Çünkü makam araçlarını kullananlara da, ‘Geçiş ücretini siz cebinizden ödeyeceksiniz!’ deniliyor, tamimde...

*- Üzülmemek elde değil

Birçok yorum var bu konuda..
Kimisi tepkisini, ‘Devlet, Devlet’in Köprüsü'nden geçemiyor.’ diyor...
Kimisi, ‘Nasıl yani? Ülkenin güvenliğini sağla,  köprüden paralı geç. ne saçma.’  diyor...
 Bazısı da, ‘Köprü özel şirketlerin kardeşim, sermayesi de yurtdışından, kar garantili yatırım, kimse geçmezse hazine öder.’ diyebiliyor.
Aslında bu haber benim kanıma dokundu...
Ülkemizin emniyetinin köprü geçişini bile israf gören yine bizim emniyetimiz.
Eğer böyle olacaksa ben İzmir’de yapılacak köprü ya da tüp geçite şimdiden karşıyım...
Hami ümitle bekliyoruz dedim ya ümidimi de umudumu da kaybettim gibi...
Ancak ben bunda yine de istismar olduğuna inanıyorum.
Bizim kendimize yaptığımızı başkası yapamaz...
Bakın size bir örnekle açıklayayım:

*- Hepşenkal da yasaklamıştı

Ahmet Piriştina’nın belediye başkanlığı döneminde, bugün İZFAŞ dediğimiz İzmir Fuar Müdürlüğü görevini Gazeteci – Yazar Feyzi Hepşankal yürütüyordu.
O zamanlar İzmir- Çeşme otoyolu da yeni hizmete girmişti.
Herkes ‘Ben şuyum, buyum !’ diyerek sırf meraktan bu yolu kullanmak istiyor ama önlerine bariyerler çıktığı için ne yapacaklarını şaşırıyorlardı.
Aynı durum girişi paralı olarak Kültürpark için geçerli idi.
Feyzi Hepşankal da, bundan yılmış olacak ki, Fuar içinde konuşlanmış motorlu ekipler haricinde tüm resmi araçlara ve polis otolarına Kültürparka girişi yasakladı.
‘Çok isteyen parasını ödesin, aynı Çeşme otoyolunda olduğu gibi!’ dedi.
Çoğu resmi plakalı araç, Lozan kapısından girip Kahramanlar kapısından çıkmak, ya da Basmane Dokuz Eylül kapısından girerek, Alsancak 26 Ağustos kapısından çıkıyordu.
Yani bir kargaşa ve forsu kullanma gibi hoş olmayan bir görüntü ortaya çıkıyordu.
Kıyamet koptu...
Olur muydu?
Yine bana göre de Feyzi Hepşenkal’a göre de olurdu.
Ama sanki değerini kaybeden bazı müdüre göre olmazdı...
Ve o olmadı da, baskılar üzerine karar kaldırıldı...
Daha sonraları madem bazıları ‘Beleşçi’ vatandaş niye olmasın, halkın ne kabahati var, düşüncesiyle giriş çıkış ücretsiz oldu...

*- Çakmur ve Özfatura’nın denedikleri

Bu arada Belediye Başkanı Yüksel Çakmur döneminde de, gazeteciler, polisler, PTT’ciler, asker, belediye meclis üyeleri, muhtarlar yani herkesin halk gibi ücretini ödeyerek toplu taşım araçlarından yararlanma talimatı uygulandı...
Ama her gün trafik polislere, belediye otobüslerine, ‘Gereksiz korna çaldın’, ‘Durağa tam yanaşmadın, trafiği aksattın’, ‘Kar lastiğin yok!’ gibi çeşitli nedenlerle trafik cezası yazmaya başlayınca, Fuara (Kültürpark) girişte olduğu gibi bu uygulama da kaldırıldı...
Sanıyorum bunları hiç kimse demeyeyim ama çok az kişi anımsıyordur.
Bakalım köprülerden geçişte durum nasıl olacak?
Bir de Dr. Burhan Özfatura’nın İzmir trafiği için ‘Tek çift uygulaması !’ oldu...
Yine bazı güçler, ‘Olmaz!’ dedi..
Uygulama bir ay bile süremedi...

***-
KURDELA


Meraklısı için yenisi, hem de dizel

Tofaş’ın 1 milyar dolarlık yatırımla hayata geçirdiği Egea Projesi’nin üçüncü gövde tipi olan Fiat Egea Station Wagon’un 1.6 litre dizel motorlu ve 6 ileri çift kavramalı otomatik şanzımanlı versiyonu, bayilerde yerini aldı.
86 bin 900 TL’den başlayan anahtar teslim satış fiyatı ve 5 yıl/100 bin garantisi ile dikkat çeken Fiat Egea Station Wagon’un dizel otomatik versiyonu, Urban Plus ve Lounge Plus adı verilen 2 ayrı donanımla satın alınabiliyor.

***-
ANLAYANA

*- Hüseyin Mumcuoğlu paylaşmış; ‘ İnsan cesurca konuşa konuşa cesur biri olur. Bunu yapamazsak, yavaş yavaş yalanların içinde kendimizi de kaybederiz. Zamanla bizden eser kalmaz. En büyük kayıp, hakikatin kaybı, kendiliğinin kaybıdır.’
*- Kemal Sağ, ‘Bazı yolların dönüşü, bazı yanlışların özrü, bazı insanların da anlamı yoktur!’ diyor.
*- Lütfü Dağtaş paylaşmış, ‘Hiç kimsenin ilgisine ihtiyaç duymadığın gün olgunlaşırsın, hiç kimseden beklentiye girmediğin gün yara almazsın, Hiç kimseye bağımlı kalmazsan kazanırsın.’
*- Mahmut Zeki Yelken, kandil nedeniyle şöyle diyor: ‘Sabırlı ol ve inancını kaybetme... Göreceksin yarınlar dünden güzel olacak. Hayırlar dile, gün içindeki şerlerden sığın, doğru yoldan ayrılma.’
*- Okan Yüksel söylüyor, ‘Biz de ağladık olur olmaz şeylere, mızıkçılık yaptık oyunlarda, canımız sıkıldı, üzüldük yenilince! Oysa ne ağır yenilgiler alacaktık sonra. Ne çok aşklarda yanacaktı canımız. En zor kazanılan oyun; Hayatmış! Sonra anladık.’
*- Nilgün Aydın Dereli, ‘Türkiye’de kadın olmak artık zor! Şort giyersin tekme yersin, Hamileyken parkta dövülürsün, çocukken evlendirilsin, cemaat yurdunda kapatılır, boyundan bir işler yaptırılsın, sonra da yanarsın! Susma ses çıkar, kendini koru!’ diyor.  Sonra ilave ediyor; ‘Namusu sadece kadınlarda aramayın. Namussuz erkeklere göz yuman bir ülkede yaşıyoruz.’
*- Dr.Ali Kertiş hatırlatıyor, ‘Kazana yanaşırsan karası bulaşır, kötüye bulaşırsan belası bulaşır.’
*- İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi birinci madde; ‘Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdanla donatılmışlardır. Birbirlerine kardeşlik anlayışıyla davranmalıdırlar.’
*- Bazen insanın aklında kendine sorduğu sadece tek soru oluyor, ‘Gerçekten bunları mı hak ettim?’
*- Gece uyuyamayan insanların, gündüze sığmayan acıları vardır.

 

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.