01 Kasım 2024
  • İzmir16°C
  • Manisa13°C
  • Aydın17°C
  • Afyon9°C
  • Balıkesir10°C
  • Bursa13°C
  • Çanakkale15°C
  • Muğla13°C

YOKUŞ’TAN ’ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ’ GÖRÜŞMELERİNDEKİ TARTIŞMALARA ELEŞTİRİ

Türk Büro Sen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş, "Şu anda ülkemiz bu geldiği garabet tablosundan çıkışı konuşacağı yerde, ekonomimizi nasıl düzeltiriz,...

Yokuş’tan ’Anayasa Değişikliği’ Görüşmelerindeki Tartışmalara Eleştiri

15 Ocak 2017 Pazar 14:43

Türk Büro Sen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş, "Şu anda ülkemiz bu geldiği garabet tablosundan çıkışı konuşacağı yerde, ekonomimizi nasıl düzeltiriz, çalışanlar arasında, emekliler arasında adaleti nasıl gideririz, milli geliri nasıl çoğaltıp adil dağıtımını yaparız, ülkeye huzuru nasıl getiririz, Türkiye'de kopmuş olan kardeşlik bağını yeniden nasıl kurarız diye çaba sarf etmek yerine meclistekilerimiz maşallah birbiriyle kavga ediyorlar. Her gün kafa göz kırıyorlar" dedi.

Türk Büro Sen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş, Manisa'da sendika temsilcileriyle istişare toplantısına katıldı. Toplantıya Manisa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Genç, Kamu Sen'e bağlı sendika temsilcileri ve üyeleri katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Türk Büro Sen Manisa İl Temsilci Yardımcısı Levent Altuntaş'ın ardından gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Türk Büro Sen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş, Fethullahçı Terör Örgütü'ne yönelik soruşturmalar kapsamında kamuda görevden almaların hukuka aykırı yürütüldüğü savunarak, "Bugün siyasi iktidar FETÖ bahanesiyle 90 bin kamu görevlisini sorgusuz sualsiz işten atmıştır. Anayasayı ihlal etmiştir. Yasaları yok saymıştır. Hukuku çiğnemiştir. Biz Türkiye Kamu Sen olarak FETÖ operasyonları başladığından bu yana söylediğimiz tek şey şudur: Devlette hangi memur, hangi fikre sahip olursa olsun. Hangi cemaate sahip olursa olsun. Hangi dünya görüşüne sahip olursa olsun devleti zarara uğrattıysa, kanun dışı işlere bulaştıysa, hukuksuz işler yaptıysa canı cehenneme gitsin. Boynu kopsun. Cezasını çeksin. Ama siz memurları yargısız infaza tabi tutarak bu insanları yargılamadan, savunma hakkını almadan savunma hakkını vermeden bu insanları sokağa atamazsınız. Biz diyoruz ki; eğer burası bir hukuk devletiyse Anayasa mevcut duruyorsa, 657 varsa ki var. Bir OHAL yasasıyla Anayasayı çiğneyemezsiniz. Bir OHAL yasasıyla kanunları çiğneyemezsiniz. Çünkü OHAL yasası, ya da kanun hükmünde kararname Anayasa'nın üstünde, yasaların üstünde değildir. O bakımdan bizim talebimiz şudur; Hukuk herkes için işlemelidir. Hukuk adalet 80 milyon için işlemelidir. FETÖ'yü 12 yılda 15 kat büyüteceksiniz ve partinizin en az yarısı FETÖ'ye bulaşmış milletvekilleri, il başkanları, ilçe başkanları olacak. Bakanları olacak, başbakanları, cumhurbaşkanları olacak. Onların çocukları olacak. Onların dokunulmazlığı var ama maliyedeki gariban hizmetli sanki eline silah alıp da dağa çıkmış gibi iş akdi fesih edilecek. Ben böyle bir adaleti tanımıyorum. Ben böyle bir anlayışı reddediyorum. Ben böyle bir anlayışı savunanları da lanetliyorum" dedi.

KPSS'siz memur alımlarıyla ilgili de eleştirilerde bulunan Genel Başkan Yokuş, "Sadece sınavsız memur almakla kalmıyorlar. Şimdi diyorlar ki; "Efendim artık KPSS'siz öğretmen alalım. Artık KPSS'siz hakim savcı alalım. Artık KPSS'siz sağlık memuru alalım" Nasıl alacağız? KPSS'yi niye yok sayacağız? Diyorlar ki "Biz yazılı sınav yapmayız. Öyle ya yazılı sınava fazla şaibe karıştıramıyoruz. Ne yapalım? Sözlü sınav yapalım. Bunları sözlü alalım" 14 yıl boyunca bu yanlışı yaptınız. Hala aynı yanlışta niye ısrar ediyorsunuz. Şunu mu demek istiyorsunuz? "14 yıl boyu cemaat dedin aldık. Yandaş diye aldık. Devleti bu hale getirdik. Şimdi de başka cemaat diye alalım. Başka yandaş diye alalım. Bu devleti başka bir felakete götürelim" Böyle ahlaksızlık, böyle edepsizlik olabilir mi? Bu ayrımcılık anlayışından niye kurtulmuyorsunuz?" diye konuştu.

"Mecliste kafa göz kırıyorlar"

Anayasa değişikliği mecliste yaşanan kavgalara da değinen Yokuş, "Şu anda ülkemiz bu geldiği garabet tablosundan çıkışı konuşacağı yerde, ekonomimizi nasıl düzeltiriz, çalışanlar arasında, emekliler arasında adaleti nasıl gideririz, milli geliri nasıl çoğaltıp adil dağıtımını yaparız, ülkeye huzuru nasıl getiririz, Türkiye'de kopmuş olan kardeşlik bağını yeniden nasıl kurarız diye çaba sarf etmek yerine meclistekilerimiz maşallah birbiriyle kavga ediyorlar. Her gün kafa göz kırıyorlar. Gerçi artık onlar çoğu milletin vekili olmaktan çıktılar. Onlar liderlerin vekili oldular. Baksanıza bir Anayasa değişikliği kavgası var. Milletin vekiliyiz diye giden 316 tane adam onlara vekil demek zaten hakarettir. Vekalet vermedik, veremeyiz. Verdiysek de zehir zıkkım olsun geri alalım. İradesiz 316 tane adam boş kağıda imza atıyor. Diyor ki "Üstünü benim lider doldursun" Demokrasiye bak. İradeye bak. İradesini liderlere peşkeş çeken bir meclisten Allah aşkına, milletin meclisi, milletin vekili diyebilir misiniz? Diyemezsiniz. Diyorlar, "Bu sayın Cumhurbaşkanı, bir türlü anayasal çizgisine gelmiyor. Ettiği yemini çiğniyor. Kanun, anayasa tanımıyor. Ne yapalım? Yapma etme diyoruz laf anlamıyor. Öyleyse mecliste toplanalım. Buna uygun bir anayasa yapalım" Hadi ona uygun bir anayasa yaptın. Yarın tekrar derse ki "Bu da bana dar geliyor. Bu elbiseyi diktiniz ama bu dar geliyor" O zaman bir daha mı olacak bu iş? Benim meclisim Cumhurbaşkanı'na elbise diken terzi görevi mi yapacak? Böyle bir meclis olabilir mi? Bu Kurtuluş Savaşı'nın milli meclisi olabilir mi? Bu 80 milyonu temsil eden, 50 milyon insanın oy kullandığı milletin nabzını tutmayan, milletin verdiği vekaleti liderinin eline veren bir meclis, bir milletvekili bizim milletvekilimiz, bizim meclisimiz olabilir mi? Olamaz. Onun için diyoruz ki eğer ki Türkiye'yi bu noktaya getirenler daha fazla onlara yetki vererek alın bu ülkeyi felaketten kurtaralım, bu gidişten kurtaralım diyorsanız bu millet yanlış demektir. Daha fazla felakete götürür demektir. 14 yılda getirdiğiniz nokta bu. Daha fazla yetki verirsek nereye götüreceksiniz maazallah. Artık bölünmeye mi götüreceksiniz? Eyalete mi götüreceksiniz? Kardeş kavgasına mı götüreceksiniz? Diktatörlüğe mi götüreceğiz? Bir yere gideceğiz ama Allah muhafaza onun için Türk aydınları olarak, milletimizi uyarıyoruz. Bu gidiş, gidiş değildir. Bu yol, yol değildir. Yol yakınken meclis dönmeli. Meclis dönmüyorsa millet hesabını sormalı. Aksi halde bu millet kendi eliyle kendi ayağına kurşun sıkmış olacaktır" dedi.

Genel Başkan Yokuş, konuşmasının sonrasında sendika temsilcileri ve üyelerle basına kapalı istişare toplantısı yaptı.

Yokuş’tan ’Anayasa Değişikliği’ Görüşmelerindeki Tartışmalara Eleştiri