• BIST 9549.89
  • Altın 3005.985
  • Dolar 34.5383
  • Euro 35.9979
  • İzmir 8 °C
  • Manisa 8 °C
  • Aydın 9 °C
  • Afyon -3 °C
  • Balıkesir 4 °C
  • Bursa 5 °C
  • Çanakkale 5 °C
  • Muğla 5 °C
  • Uşak -2 °C

Rakamları Saklıyorlar!

Yaşar Eyice

RAKAMLARI SAKLIYORLAR!

Yaşar Eyice / Yeni Vizyon Gazetesi

TRT’den dudak uçuklatan ödemeler

Eski yıllarda asker mektupları şöyle biterdi:
‘Kestane kebap yemesi sevap!’ diye...
Köroğlu çok daha önceki yıllarda ise ‘Tüfek çıktı, mertlik bozuldu!’ demiş...
Hatta çoğu zaman bu konuda tereddüte düşenler olmuş, Köroğlu’nun dışında; Yunus Emre, Karacaoğlan, Dadaloğlu gibi halk şairlerinin isimlerini de öne sürmüştür.
Ben bu arada hatırlatmak için Köroğlu’nun çok beğendiğim arada terennüm ettiğim o şiirinin bir bölümünü sizinle paylaşayım:

Benden selâm olsun Bolu Beyi’ne
Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır
At kişnemesinden, kalkan sesinden
Dağlar seda verip seslenmelidir
***
Düşman geldi tabur tabur dizildi
Alnımıza kara yazı yazıldı
Tüfek icat oldu mertlik bozuldu
Eğri kılıç kında paslanmalıdır.
***
Köroğlu düşer mi eski şanından
Ayırır çoğunu er meydanından
Kırat köpüğünden düşman kanından
Çevrem dolup şalvar ıslanmalıdır.

*- Kavga ve özgürlüğün sembolü!

Köroğlu kimdir?
Köroğlu; 16. Yüzyıl Halk şairlerimiz içerisinde kavganın, özgürlüğün sembolüdür.
Doğum, ölüm tarihleri bilinmeyen, bir eski efsane kahramanı olan Köroğlu'nun adını alan bir şairimizdir.
Bu şairin, III. Murat zamanında (1574-1595) Osmanlı ordusuyla İran savaşlarına katıldığı (1578-1584) bilinmektedir. Bolu Beyi'nden babasının intikamını almak üzere dağlara çıkan, yiğitlik ve iyilikseverliği destanlaşan isyancı Köroğlu ile şair Köroğlu halk zihninde kaynaşmış durumdadır.
Şiirlerinde coşkun bir seslenişle yiğitlik, dostluk, aşk, doğa sevgisi çok sâde bir dille anlatılır.
Bu şiirler, hikâyeci âşıkların nesirle anlatılan hikâyeleri arasına serpiştirilmiştir.
24'ü bulan bu hikâyeler, Türklük dünyasına yayılan bir Köroğlu destanının doğuşunu hazırlamıştır
Bazı öykücüler kitaplara yazdıklarını filme de aktarmışlardır.

*- Yaşamımız beklenti içinde geçiyor

Yazıma neden böyle girdim...
Birincisi günümüzde çok ender rastladığımız bir olaydan söz etmek için...
Her gün neredeyse herkes birilerine bir soru soruyor, ama resmi dairelerde, ama yaşamın akışı içerisinde...
Ve hiçbir zaman doğru dürüst bir yanıt alamıyor, günlerce aylarca beklemesine rağmen...
Geçenlerde bir yazım üzerine daha g gün İzmir Milletvekili Mustafa Balbay telefonla aramış gerekli bilgiyi vermişti.
16 Kasım 2016 Çarşamba sabahı yani bu satırları yazmaya başladığımda yine Ankara’dan bir telefon geldi.
Arayan Murat Koç idi...
İzmir Milletvekili Atila Sertel’in basın danışmanı...
Günün erken saatinde, daha gazeteler bayilerin tezgâhına yeni yerleştiği an İzmir ve Ege haberlerini taramış. Bu arada benim yazıma takılmış...
Murat Koç, ‘elimizde belgeler var, hemen gönderiyoruz!’ diyordu yazım üzerine...
TRT Yönetiminin, Ersin Düzen’e yapılan ödemeler ile ilgili görüşüne yanıt veriyordu...
 ‘İddiaya karşı açıklama!’ başlığı altındaki yazımda şöyle demiştim:
'Aslında ben de merak ediyordum!
İddia edildiği ve gazetelere servis yapıldığı gibi; ‘Bu fakir milletin sırtından, bizim vergi olarak ödediğimiz paralar TRT tarafından çarçur mu ediliyor?’ diye...
Nihayet açıklama yapıldı ve içimi su serpildi, milyonlarca Türk evladı gibi...
Hani bir İzmir Milletvekili  Atila Sertel, bilmem kaçıncı kez sosyal medyada, hatta TBMM’de kürsüden görevini yaparak, ‘Açıklayın!’ diyordu ya açıklandı işte...’
Aslında TRT’nin açıklamasına kinayeli yaklaşmıştım...
İçimde ferahlama diye bir rahatlık da oluşmamıştı...
Nasıl oluşabilir?
Çünkü; kesinlikle rakam belirtilmediği gibi beylik sözlerle durum geçiştirilmiş...
Bu aymazlığı ortaya koymak için de önce TRT’nin açıklamasını sonra da İzmir Milletvekili Atila Sertel’inkini yayınlamış ve herkesin ‘Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla!’ sözüne getirmek istedim.
Hatta yazının bir bölümünde ‘Saklanacak hesap yok!’ ara başlığı açarak, nedense TRT yönetiminin açıklamasında hiç rakam olmadığını ve sadece, ‘Aziz milletimiz şunu bilmelidir ki TRT gerek kamu kaynakları, gerek reklam gelirlerinden oluşan bütçesinin her kuruşunu kamu yararına harcar ve hesabını da yüce Meclisimize verir.’ açıklamasını aynen kullandığımı belirttim.
Nesreddin Hoca’nın fıkrasında olduğu gibi anlayan anlar, anlamayanlara ise anlayanlar anlatsın diyorum, ya da olayları ve gelişmeleri bilmeyenlere.
Tabii bu arada sayısın unuttuğumuz mahkemelerden de söz ettim.

*- Çok yazdık ama...

 TBMM’den arayan Murat Koç’a ‘Türkiye’de belki de basının sorunlarını, haksızlıkları yazan ve anlatan tek kişi olduğumu örnekleriyle dillendirdim.
Birçok emekçinin asgari ücret bin 300 TL. olmasına rağmen ellerine bin TL. verildiğini, hatta bu iddiamın Bakan tarafından da doğrulandığını ve arşivlerde olduğunu, birçok yönetici ve gazete patronunun gerçek habercilere yapmadığı mukaveleyi sevgililerine, kızlarına, oğullarına eşlerine yaptıklarını, bu sahte gazeteciler arasında kahvecilerin, şoförlerin, ayak işi görenlerin hatta berberlerinin bile olduğunu kaç kez dile getirdiğimizi de anımsattım.
Yemekli özel davetlere kendilerini ‘duayen’ ya da önemli bir kişi gibi göstererek gidenlerin gerçek gazetecilikle alakalarının bulunmadığını, hatta şu an bile basın kartı sahibi birçok kişinin bunu hak etmediğini, bir günlük çalışma sonucu çoğunun ortaya çıkacağını, bunların devleti, resmi kurumları, belediyeleri, firmaları kısaca herkesi yalan yanlış rakam ve donelerle aldattıklarını, tek sözcük ile dolandırdıklarını sayısız gündeme getirdim.

*- Yeni bir örnek

Hatta şu anda Türkiye Spor Yazarları Derneği’ne sahip çıkmaya çalışan ‘Büyük TSYD hareketinin’ Ankara ve İstanbul’daki gerçek üyeleri bile daha üç gün önce şu açıklamayı yaptılar:
‘Ayrımcılık yapmayan, işsizin, emeklinin, emekçinin yanında olan, gerçek üyelerine sahip çıkan bir yönetim için haydi elele!’
Sonuç mu?
Salı günkü olağanüstü genel kurulda oy kullanma sırasındaki usulsüzlükler ve sandık güvenliğinin sağlanmasının mümkün olmaması nedeniyle kongre divan kurulunca iptal edildi.
Menfaatler yavaş yavaş insanların ellerinden gidince böyle oluyor, işte...
Oğuz Tongsir denilen adam, yine herkese meydan okumuş..’
‘Benden sonra tufan!’ diyerek derneği ateşe atıyor...
Yine saygıdeğer üyelere saygısızlık yapıyor...

*-  Hesapları tutmayacak

Herhalde iki saatlik program için milyarları gözden çıkaranlar ya da eş dost ahbap işi yapanlar da bunun bir gün hesap olarak önlerine çıkacağını biliyorlardır.
Gün ola, harman ola!
Özetle; İstediğimiz veya beklediğimiz şeyler için sabretmesini öğrenmeli, onu beklemeliyiz.
Bir günün ardından yarın için hesaplar yapmamalı, istediklerimizi veya iyi yada kötü beklentilerimizi bekleyerek görmeliyiz.
Gelişme kaydedilmeden hayaller kurmamalı, doğru yoldan sapmamalıyız.
‘Keser döner sap döner, gün gelir devran döner’ diye bir güzel atasözümüz de vardır.
Yani;
kimse bugününe bakmamalı, iyi haline güvenmemeli,kötü durumundan dolayı acılara tutunmamalı,umutsuzluğa kapılmamalı,kimsenin hakkı kimsede kalmaz,gün olur devran döner,sözlerinin etkisini bir arada barındıran atasözümüzü anımsatıyorlar bana...

*- Nereye kadar?

Belki de içinizden,  ‘bizde işler ayna çal çal oyna!’ diyerek olaylara mecazi bakanlar vardır, benim gibi...
Dünyada da bakın neler oluyor:
Kestane kebap acele cevap türünden bir yeni gelişmeyi sizinle paylaşayım:

*- Arjantin'den basına toplu boykot

Arjantin, Dünya Kupası Güney Amerika elemelerinde, Kolombiya'yı 3-0 yenerek rahat bir nefes aldı.
Maçın ardından Arjantinli oyuncular, Lavezzi'nin uyuşturucu kullandığı iddiaları üzerine, medyaya boykot uygulama kararı aldı.
Arjantin, Dünya kupası Güney Amerika elemelerinde kötü gidişe, Kolombiya karşısında son verdi.
Lionel Messi’nin bir gol atıp; 2 de asist yaptığı maçı 3-0 kazanan Tangocular, böylece rahat bir nefes aldı.
Maçın ardından gecenin yıldızı Lionel Messi, tüm takım arkadaşlarıyla birlikte basının karşısına çıktı.
Zira Arjantinli oyuncuların gündeminde, Ezequiel Lavezzi’nin, antrenman sonrası uyuşturucu kullandığı iddiaları vardı.
İddialara sert tepki gösteren Arjantinli oyuncular, basına süresiz boykot uygulama kararı aldı.
Boykot kararını Messi açıkladı.

*- Uyuşturucu iddialarına bir yanıt

Boykot kararıyla ilgili olarak Lionel Messi, ‘Bundan böyle basına konuşmama kararı aldık.
Neden böyle bir karar aldığımızı sizin de tahmin ettiğinizi düşünüyorum. Bugüne dek birçok suçlamayla karşılaştık.
Ağır eleştiriler aldık.
Ancak tüm eleştirileri saygıyla karşılayıp; yanıt vermedik.
Birçok basın mensubunun bize saygıyla yaklaştığını biliyoruz.
 Ancak artık sınır aşıldı. Lavezzi'nin uyuşturucu kullandığı iddialarına güçlü bir yanıt vermek zorundayız.
Çünkü suskun kalmamız halinde, insanlar suçlamaların doğru olduğunu düşünecek.
Tüm takım burada ve güçlü bir şekilde artık medyanın oyununu oynamayacağımızı söylüyoruz.
Bize istediğiniz kadar saldırabilirsiniz.
Ancak hiçbirimiz artık medyayla konuşmayacağız’ dedi.

*-  Bilinmeyenler!

Arjantinli oyuncuların, medya boykotuna ne kadar devam edecekleri bilinmiyor.
Lavezzi de, antrenman sonunda uyuşturucu kullandığını öne süren basın mensubu hakkında dava açacağını duyurdu.
Umarım bizdeki ayrılıklar ve ayırımcılıklar da artık son bulur.
Bir yandan gerçek haberciler, gazeteciler aç yaşarken, bazıları yandaş olanlar, adamı olanlar, göz boyayanların ve bunları menfaatleri için koruyanlar da ortaya çıkarılır.
Yandaş basın zaten şişirme rakamlarla belirttiğim gibi besleniyor.
Umarım bunlar için de ‘Ne oluyor?’ denilir...
Arjantinde yaşananları hiç birimiz yaşamayız...
Bu arada Murat Koç, programların ’rakamlarını gönderdi...
Sadece şunu söyleyebilirim, dudak uçuklatıyor...


*****-
GÜNCEL

Özeleştirme neden yapılıyor?

Türk Sağlık Sen İzmir-1 Nolu Şube Başka Ahmet Doğruyol, N.S.İ. Alsancak Devlet Hastanesi’nde, yeterli personel, yeterli röntgen cihazı var iken, hastalar sıra beklemeden hizmet almaktayken özelleştirilen röntgen hizmetleri ile ilgili, 17.11.2016 Perşembe günü saat 12.30’da, Kuzey Genel Sekreterliği önünde, (Konak Eski Konak Doğum Hastanesi)
Açıklama yapacak.  

*-  Gündem, ‘toprak bozulumu’

Yapılan araştırmalara göre, dünyada kullanılabilir arazilerin yüzde 33’ünün toprak bozulumuna uğradığı açıklanırken, Türkiye’de ise topraklarımızın yüzde 86’sında erozyon meydana geldiği belirlendi. Türkiye’nin yüzeyinden bir yılda kaybedilen toprak miktarının yaklaşık 1.4 milyar ton olduğu saptanırken, ülkenin yüzde 36,84’ünde çok şiddetli yüzde 23,6’sında şiddetli, yüzde 23,19’unda orta şiddetli ve yüzde 5,48’inde hafif şiddetli erozyon görüldüğü belirlendi.
İklim değişikliğine de yol açan erozyonun en çok görüldüğü bölgeler ise Doğu Anadolu’nun güney ve batı kesimleri, Toroslar, İç Anadolu’nun doğu kesimi, İç Batı Anadolu ve Ege’nin dağlık bölümleri olarak tespit edildi.

*-  Serap Kan dönemi

Gaziemir Kent Konseyi Kadın Meclis Olağanüstü Genel Kurulu’nda 2016-2019 dönemi başkan, sekreter ve yönetim kurulu üyeleri belirlendi. Serap Kan, oyların çoğunu alarak başkan oldu
2014-2016 döneminde Gaziemir Kent Konseyi Kadın Meclisi’ne başkanlık eden Nuray Karasoy Öztürkoğlu koltuğunu yeni Başkan Serap Kan’a devretti.
Serap Kan ise; Nuray Karasoy Öztürkoğlu ve yönetimine çalışmaları için teşekkür etti.

*****-
GICIK

*-  Büyüklerin duası; ‘Ne kimsenin eline, ne de kimsenin diline düşürme!’
*-  Saim Yağcı söylüyor: ‘Bana hakketmediğim şeyleri yaşatan herkes, hak ettiklerini yaşasın!’
*-  En güzeli değil, hayırlısı olsun yeter!
*-  Yaşamaya zaman ayır çünkü ömür bunun için yaratılmıştır. Düşünmeye zaman ayır, çünkü başarının anahtarı odur.
*- Dilimizde söylenmesi zor sözcükler şöyle sıralanmış: Röpdöşambr, distribütör, halüsinasyon, özür dilerim, seni seviyorum, sana güveniyorum.
*- Dengine düşmeyen ömrünce ağlar, her güzel yerini bulmaz.
*- Makam, mevki elden çıkar, ancak; insanlık ebedi vardır ve ölmez.
*- Gün gelir zulmeden zararını mutlaka çeker, mazlumu, garibi inciten hiçbir zaman gülmez, gülemez.
*- Kadın olmak zordur; erkek gibi düşünmek, hanımefendi gibi davranmak, genç bir kız gibi görünmek ve bir at gibi çalışmak zorundasınız.
*- Kabiliyetsiz olmak sin kusur değil ama karaktersiz olmak çık büyük bir kusurdur.
*- Belki dürüstlüğün yüzünden çok şey kaybettin ama insanlığın içinde, bu rahat sana yetmez mi?
*- Bak Evlat; Babanı öyle karşıla ki, ömür boyu bir başka evlada imrenmesin, anneni öyle karşıla ki, doğumdaki acıları lezzetle takas etsin, eşini öyle karşıla ki, huzur ve mutluluk için başka kapı aramasın, evladına öyle karşıla ki eve geldiği zaman en güzel yere geldiğini hissetsin.
*-

 

 

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0533 557 8894