Uzman Psikolog Didem Turgut Çönkü, son dönemlerde Türkiye'de yaşanan canlı bomba ve şehit olaylarının ülkede bulunan herkesin psikolojisini kötü etkilediğini belirterek, "Türkiye'nin güvenli bir yer olmadığı algısı insanlarımızı panik atak, anksiyete bozukluğu, depresyon gibi hastalıklara itiyor" dedi.
Uzman Psikolog Didem Turgut Çönkü, yaşanan olayların halkın tehdit algısını ortaya çıkardığını söyledi. Çönkü, "Yapılan olay insanların tehdit algısını ortaya çıkardı. Bizler buna "dayanıksızlık şeması" diyoruz. Hastalarımız bize endişe atakları ile geliyor. Çözülmemiş travmaları olan insanların, bu tür tehlikeli ortamlarda yaşama düşüncesi kaygılarını tetikliyor. Temelde eski travmalar çözülmediği için yeni travma blokları birikiyor. Çözülmemiş travmalar üst üste gelerek çoklu travmalar haline geliyor. Dolayısıyla kişilerde daha kaotik bir ruh hali ortaya çıkarıyor" diye konuştu.
"Hasta sayısında artış oldu"
Psikolog Çönkü, yaşanan acı olaylardan sonra danışan popülasyonunda artış olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"Son dönemlerde maalesef danışan sayımızda bir artış söz konusu. Çoğunluğu depresyon, panik atak, ankisiyete bozuklukları yaşıyor. Bombalama olayına maruz kalıp yakınlarını kaybedenler birincil derecede travmatize olanlar ama gazeteden okuyanlar, televizyondan izleyenler de travma yaşıyor. İnsanlarda bir dehşet duygusu uyanıyor ve gelecek kaygısı oluşuyor. Geleceğe dair umut, inanç değerleri yitiriliyor. Ama bizim insan olarak yaşam kaynaklarımızdır onlar. Bu yaşam enerjisi bitince de yerine kaygı kaplıyor."
"Duygu ve psikoloji somut bir kavram"
Duygu, psikoloji gibi kavramların soyut olmadığını, bu rahatsızlıkların beyinde çeşitli etkinliklere sebebiyet verdiğini açıklayan Çönkü, "Snaptik bağlantılar olumsuz bağlantıların olduğu bir kanal açıyor. Duygu, psikoloji soyut kavramlar değillerdir. Beyinde buna denk gelen nörolojik kanallar ve bağlantılar var. Bu bağlantılar olumsuz düşüncelere sebep oluyor. Örneğin; her an bir şey olabilir, dünya güvensiz bir yer gibi dünyanın güvensiz bir yer olması demek kişinin kendini güvende hissetmiyor oluşu demektir. Güvenlik duygusu yıkılınca nörolojik kanaldaki olumsuz düşünceler tetikleniyor ve sürekli stres durumu ortaya çıkıyor. Psikolojiktir, geçer diye düşünmek çok yanlış. Bu rahatsızlığın üzerine gidilip, tedavi edilmesi gerekiyor" şeklinde konuştu.
"Günlük hayatımıza devam etmeliyiz"
Çönkü, son dönemlerde yaşanan olaylardan kaynaklanan anormal tepkilerin normal olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"Sıklıkla insanların öldüğü, şehit olduğu bir dönem daha yok geçmişte. Bu durumda da anormal tepkiler vermemiz çok normal. Yaşanan olayları bir kere inkar etmemek, olmamış gibi davranmamak gerekiyor. Olan bir gerçek var. Onları görerek yaşamak gerekiyor. Beyin olarak aldırış etmiyor değiliz. Ama bir yandan da hayatımıza devam etmemiz için yapmamız gereken sorumluluklarımız var. Bir de bunları yaptığımız için de vicdan azabı yaşıyoruz. Hayat durmalı ve biz bunları yaşamamalıyız diye düşünüyoruz. Öğrenciysek okula gitmek, çalışıyorsak işimize gitmek, rutinleri devam ettirmek gerekiyor."
"Sosyal paylaşım önemli"
Aile ve arkadaş ilişkilerinin de önemine vurgu yapan Çönkü, bu dönemde sosyal bağların önemli olduğunu söyledi. Çönkü, "Aile, arkadaş ilişkilerine önem vermek, en azından kendi ortamımızda güvende olduğumuzu bilmek iyi gelecektir. Bu olumsuzluklar, bireysel olarak yaşadığımız bir durum değil. Türkiye olarak bu kötü olayları yaşıyoruz. Ailemiz var arkadaşımız var, kendi ortamımızda güvendeyiz düşüncesini benimseyerek beynimize sağlıklı bir şekilde geri sinyal verebiliriz" dedi.
"Çocuklara olay görüntülerini izlettirmeyin"
Ebeveynlerin çocuklarına olaylara ilgili görüntüleri izletmemesi gerektiğini söyleyen Çönkü, sözlerini şöyle sonlandırdı:
"Ebeveynler bu durumların yaşandığı görüntüleri çocuğa izletmemeliler. Özen göstermeleri gerekiyor. Çocuklarının sorularına onların anlayabileceği şekilde yanıtlar vermeleri gerekiyor. Çocuğun güven duygusunu zedelemeden açıklama yapmak gerekiyor."