• BIST 9549.89
  • Altın 3005.805
  • Dolar 34.5348
  • Euro 36.0249
  • İzmir 16 °C
  • Manisa 12 °C
  • Aydın 23 °C
  • Afyon 13 °C
  • Balıkesir 4 °C
  • Bursa 4 °C
  • Çanakkale 8 °C
  • Muğla 18 °C
  • Uşak 12 °C

Washington'dan Erdoğan Geçti

Engin CİVAN

WASHİNGTON'DAN ERDOĞAN GEÇTİ

Engin CİVAN / Yeni Vizyon Gazetesi

Tüm Türkiye'nin odaklandığı toplantı Washington'da gerçekleşti.

Bu tür toplantılar için Türkiye'den gelen delegasyonda her zaman eski dostlarım olur. Bu seferde onlarla beraber olma fırsatım oldu.

İKİLİ GÖRÜŞME

Trump, Erdoğan'a gerçekten samimi yaklaşıyor ve yardımcı olmak istiyor.

Bu noktada…

“Tabii ikisi de birbirine benziyor ne de olsa” gibi kinayeli ve ironik mırın kırına gerek yok!

Şu anda ABD'nin küresel olarak Kuzey Kore'yle, bölgesel olarak da İran’la kafa kafaya toslama olasılığı artarken Türkiye'yle gergin ortama girmesi gibi bir niyeti yok.

Türkiye'nin masaya getirdiği üç konu var.

Kuzey Suriye'de Kürtlerin silahlanması. Zarrab ve Fethullah Gülen olayı…

ABD açısından bu üç olaya şöyle bakabiliriz:

 ABD, Amerikan postalının, Suriye topraklarına mümkün olduğu kadar daha az basmasının peşinde ve İSİS İle savaşta Suriyeli Kürtleri maşa olarak kullanıyor.

Amerikalılar Suriyeli Kürtlerle Türkiyeli Kürtleri aynı kefeye koymak istemiyor.

Trump'a kalsa Gülen'i bugün iade edecek fakat Amerikan  liberal medyası ve bürokrasisi Gülen'nin ABD'deki süper lobi faaliyetlerinin rüzgarını da arkalarına alıp ayak sürmesi Trump'a engel…

Zarrab olayı ise tam bir muamma.

Amerika'nın ne yapmak istediğini tam anlamış değilim.

Zarrab olayı 17-25 Aralık olayları için hukuksal altyapı suçlamalarının platformu olarak hazırlanmış bir dosyaydı.

Türkiye'ye karşı koz olarak hazırlanmış bir hukuki düzenekti.

Konu eski Washington Büyük Elçisi Namık Tan'ın görevden alınmasına kadar uzanan geniş bir yelpazeyi kapsamakta…

İran ambargosu kalkıp Amerika-İran nükleer anlaşması  yapıldıktan sonra kadük olan bu dosyanın raftan indirilmesinde görevden alınan ve siyasi ihtirasları olan bir savcının biraz durumdan vazife çıkarma hevesi olduğunu düşünüyorum.

SOKAKTAKİ MANZARA

Trump Erdoğan'ı Beyaz Saray'ın resmi misafirhanesine ağırlayıp uzun bir yemek daveti de vererek Erdoğan'a samimi şekilde kucak açtı.

Yemek esnasında Beyaz Saray'ın çevresinde Gülen'cilerin hazırladığı etrafı elektronik yazılarla bezenmiş bir kamyondan Erdoğan aleyhinde reklam panoları dolaştırıldı.

Bir kaç gösterici Ermeni bayrağı açtı ve salladı. Bazı göstericiler de Kürt bayrağı açtı.

Aynı gün Washington Post gibi Amerikan'ın en ciddi gazetesinde Gülen'in makalesi yayınlandı.

Bir gün önce de yine etkili gazetelerden New York Times'da YPG Amerika temsilcisi bir Kürdün kaleme aldığı “Aman Amerika Erdoğan'ı dinleme, bize silah vermeye devam et, biz senin en sadık dostunuzuz” mealinden bir yazı çıktı.

Akşamüstü sefirin rezidansında kanaat önderlerinle yapılacak toplantıdan önce yine benzeri karşıt göstericiler Erdoğan aleyhine ağır sloganlar attılar.

Ellerinde Kürt bayrakları, Öcalan ve Demirtaş posterleri vardı.

Bütün uyarılara rağmen tansiyonu yükseltip genç kızlardan birisinin koruma polislerinden birisine su şişesi atması kıvılcım etkisi yarattı ve olay patladı.

Aslında yer seçimi, 300 kadar destekçi göstericinin Büyük Elçilik binasına gönderilmiş olması ve Amerikan polisinin olaylarının vehametini kestirmemiş olması orada küçük bir meydan muharebesine yol açtı.

Erdoğan'ın korumaları topa girdi ve Türkiye büyük bir PR Golü yemiş oldu.

ERDOĞAN'IN KONUŞMALARI

Türkiye Cumhurbaşkanı sorulara rahat ve akıcı cevap verdi.

Rusya'dan alınacak füzeler konusunda “Amerika verdi de biz mi almadık” dedi ve ekledi: “Müttefiksek müttefik olduğumuzu bilelim”

TAKTİK HATA

Trump'ın Erdoğan'ı referandum sonuçlarından sonra telefonla tebrik ettiğini biliyorsunuz.

Bilmediğiniz Amerikan Dışişlerinin liberal yöneticilerinin bu telefon görüşmesine karşı çıktıkları ve Beyaz Sarayı telefon açmamaya yönlendirdikleri.

Bence kanaat önderleri yerine Senato'da Meclis Başkanı ve Parti genel başkanlarıyla görüşmek ve Pentagon'da savunma bakanı ve generallerle görüşmek daha etkili olabilirdi.

Türkiye kendi tezlerini ve konumunu daha etkili izah edebilirdi.

BENCE ÜNLEM

Erdoğan ziyaretten önce 'Nokta Koymaktan' söz etti. Laf ebeliğini sevenler hemen “nokta değil virgül” gibilerden yorumlar kaleme aldı.

Bence her iki lider de tam anlamıyla görüşmelere 'Ünlem İşareti' koydu. Birbirinin önemine dikkat çekti. Bu ilişki uzun müddet karşılıklı dikkat çekerek gidecek gibi gözüküyor.

Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0533 557 8894